Otuzüç Pencere | Otuzüç Pencere | 10
(3-77)

İşte bu def’î ve âni bir surette bu hârika san’at ve güzel heyet, herbiri bir Sâni’-i Hakîm’in vücub-u vücuduna şehadet ve vahdet-i rububiyetine işaret ettikleri gibi mecmuu gayet parlak bir tarzda nihayetsiz Kadîr, nihayetsiz Hakîm bir Vâcib-ül Vücud’u gösterir.

Şimdi, ey sersem münkir! Haydi bunu ne ile izah edersin? Senin gibi sersem, âciz, cahil tabiatla mı? Veyahut hadsiz derece hata ederek o Sâni’-i Mukaddes’e "Tabiat" ismini verip onun mu’cizat-ı kudretini, o tesmiye bahanesiyle tabiata isnad edip, bin derece muhali birden irtikâb etmek mi istersin?

Altıncı Pencere



Şu âyet, vücub ve vahdeti gösterdiği gibi, bir ism-i a’zamı gösteren gayet büyük bir penceredir.

İşte şu âyetin hülâsat-ül hülâsası şudur ki: Kâinatın ulvî ve süflî tabakatındaki bütün âlemler ayrı ayrı lisanla birtek neticeyi, yani birtek Sâni’-i Hakîm’in rububiyetini gösteriyorlar.

Ses Yok