Haşir Risalesi | Mukaddime | 36
(28-153)

Evet ehl-i tahkikatın ittifakıyla, Şakk-ı Kamer ve parmaklarından su akması gibi bine baliğ mu’cizatından hadd ü hesaba gelmez delail-i nübüvvetinden başka, Kur’an-ı Azîmüşşan gibi bir bahr-ı hakaik ve kırk vecihle mu’cize olan mu’cize-i kübra, Güneş gibi risaletini göstermeğe kâfidir. Başka risalelerde ve bilhassa Yirmibeşinci Söz’de Kur’anın kırka karîb vücuh-u i’cazından bahsettiğimizden burada kısa kesiyoruz.

ÜÇÜNCÜ İŞARET: Hatıra gelmesin ki: Bu küçücük insanın ne ehemmiyeti var ki, bu azîm dünya onun muhasebe-i a’mali için kapansın, başka bir daire açılsın? Çünki bu küçücük insan, câmiiyet-i fıtrat itibariyle şu mevcudat içinde bir ustabaşı ve bir dellâl-ı saltanat-ı İlahiye ve bir ubudiyet-i külliyeye mazhar olduğundan büyük ehemmiyeti vardır. Hem hatıra gelmesin ki: Kısacık bir ömürde nasıl ebedî bir azaba müstehak olur? Zira küfür; şu mektubat-ı Samedaniye derecesinde ve kıymetinde olan kâinatı manasız, gayesiz bir derekeye düşürdüğü için, bütün kâinata karşı bir tahkir olduğu gibi; bu mevcudatta cilveleri, nakışları görünen bütün esma-i kudsiye-i İlahiyeyi inkâr ile red

Ses Yok