Hâlık-ı Rahîm’in kudretine hafif gelen şu Cennet’in binasına sebebiyet verecekti.(Haşiye)
Evet baharımızda yer yüzünü bir mahşer eden, yüzbin haşir nümunelerini icad eden Kadîr-i Mutlak’a, Cennet’in icadı nasıl ağır olabilir? Demek nasılki onun risaleti, şu dâr-ı imtihanın açılmasına sebebiyet verdi,
sırrına mazhar oldu. Onun gibi, ubudiyeti dahi öteki dâr-ı saadetin açılmasına sebebiyet verdi.
Acaba hiç mümkün müdür ki, bütün akılları hayrette bırakan şu intizam-ı âlem ve geniş rahmet içinde kusursuz hüsnü san’at, misilsiz cemal-i rububiyet; o duaya icabet etmemekle böyle bir çirkinliği, böyle bir
--------------------------------------(Haşiye): Evet âhirete nisbeten gayet dar bir sahife hükmünde olan rûy-i zeminde hadd ü hesaba gelmeyen hârika san’at nümunelerini ve haşir ve kıyametin misallerini göstermek ve üçyüz bin kitab hükmünde olan muntazam enva’-ı masnuatı, o tek sahifede kemal-i intizam ile yazıp dercetmek; elbette geniş olan âlem-i âhirette latif ve muntazam Cennet’in binasından ve icadından daha müşkildir. Evet Cennet bahardan ne kadar yüksek ise, o derece bahar bahçelerinin hilkati, o Cennet’ten daha müşkildir ve hayretfezadır denilebilir.