Asa-yı Musa | Giriş | 9
(5-9)

İmâm-ı Ali (Radıyallahu anh) “Celcelutiye”sinde pek kuvvetli ve sarâhata yakın bir tarzda Risâle-i Nur’dan ve ehemmiyetli risâlelerinden aynı numara ile haber verdiğini, “Yirmi Sekizinci Lem”a ile “Sekizinci Şuâ” tam isbat etmişler ve İmâm-ı Ali (Radıyallahu Anh), Risâle-i Nur’un en son risâlesini, “Celcelutiye”de,

fıkrasiyle haber veriyor. Biz bir-iki sene evvel Âyet-ül Kübrâ’yı en son zannetmiştik. Halbuki şimdi altmış dörtte (Miladî 1948) te’lifçe Risâle-i Nur’un tamam olması ve bu cümle-i Aleviyenin mealini, yâni karanlığı dağıtacak, asâ-yı Musa (A.S.) gibi ışık verecek, sihirleri ibtal edecek bir risâleden haber vermesi; ve bu mecmûanın “Meyve” kısmı bir müdafaa hükmüne geçip başımıza çöken dehşetli, zulümlü zulmetleri dağıttığı gibi; “Hüccetler” kısmı da, Nurlara karşı cephe alan felsefe karanlıklarını izâle edip Ankara ehl-i vukufunu teslime ve takdire mecbûr etmesi ve istikbâldeki zulmetleri izâle edeceğine çok emâreler bulunması ve Asâ-yı Musa (A.S.) bir taşta on iki çeşme akıtmasına ve on bir mu’cizeye medâr olmasına mukâbil ve müşabih bu son mecmûa dahi, “Meyve” on bir mes’ele-i nurânîyesi ve “Hüccetullah-il Baliğa” kısmı on bir hüccet-i katıası bulunması cihetinde bize kanaat verdi ki: İmâm-ı Ali Radıyallahu Anh, o fıkra ile doğrudan doğruya bu Asâ-yı Musa ismindeki mecmûaya bakar ve ondan tahsinkârane haber veriyor.

SAİD NURSÎ


Səs yoxdur