Zemînin yüzünü yaz zamanında temâşâ edip görüyoruz ki: İcad-ı eşyada müşevveşiyeti iktiza eden ve intizamsızlığa sebeb olan nihayetsiz sehavet ve bir cûd-u mutlak, gâyet derecede bir insicam ve intizam içinde görünüyor. İşte zemîn yüzünü tezyin eden bütün nebâtâtı gör!
Hem mîzansızlığı ve kabalığı iktiza eden îcad-ı eşyadaki sür’at-i mutlaka dahi kemâl-i mevzuniyet içinde görünüyor. İşte zemîn yüzünü süslendiren bütün meyvelere bak!
Hem ehemmiyetsizliği, belki çirkinliği iktiza eden kesret-i mutlaka dahi, kemâl-i hüsnü san’at içinde görünüyor. İşte yeryüzünü yaldızlayan bütün çiçeklere bak!
Hem san’atsızlığı, basitliği iktiza eden îcad-ı eşyadaki suhûlet-i mutlaka dahi, nihayetsiz derecede san’atkârlık ve meharet ve ihtimamkârlık içinde görünüyor. İşte yeryüzündeki ağaç ve nebâtât cihâzâtının sandukçaları ve proğramları ve tarihçe-i hayatlarının kutucukları hükmünde olan bütün tohumlara, çekirdeklere dikkatle bak!
Hem ihtilaf ve ayrılığı iktiza eden uzaklık ve bu’d-u mutlak dahi bir it-tifak-ı mutlak içinde görünüyor. İşte bütün aktar-ı zemînde zer’edilen her nev’i hububata bak!
Hem karışmayı ve bulaşmayı iktiza eden kemâl-i ihtilât, bilâkis ke-mâl-i imtiyaz ve tefrik içinde görünüyor. İşte bütün yer altına karışık atılan ve madde i’tibâriyle birbirine benzeyen tohumların sünbül vaktinde ke-mâl-i imtiyazları ve ağaçlara giren muhtelif maddelerin yaprak,