İman ve Küfür Müvazeneleri | Yirmidördüncü Lema | 195
(190-196)

Açık saçıklık ise, bu sadâkatı kırar; kocası nazarında emniyeti kaybeder, ona vicdan azabı çektirir. Hattâ erkeklerde iki güzel haslet olan cesaret ve sehâvet kadınlarda bulunsa, bu emniyete ve sadakate zarar olduğu için, ahlâkı seyyiedendir, kötü haslet sayılırlar. Fakat kocasının vazifesi, ona hazinedarlık ve sadakat değil, belki himayet ve merhamet ve hürmettir. Onun için, o erkek inhisar altına alınmaz. Başka kadınları da nikâh edebilir. Memleketimiz Avrupa’ya kıyas edilmez. Çünki orada düello gibi çok şiddetli vasıtalarla açık saçıklık içinde namus bir derece muhafaza edilir. İzzeti nefis sahibi birisinin karısına pis nazarla bakan, boynuna kefenini takar, sonra bakar.

Hem memâliki bâride olan Avrupa’daki tabiatlar, o memleket gibi bârid ve câmiddirler. Bu Asya, yâni Âlemi İslâm kıt’ası, ona nisbeten memâliki harredir. Malûmdur ki; muhitin, insanın ahlâkı üzerinde te’siri vardır. O bârid memlekette, soğuk insanlarda hevesatı hayvâniyeyi tahrik etmek ve iştihayı açmak için açık saçıklık, belki çok sûi istimalâta ve israfata medar olmaz. Fakat seriütteessür ve hassas olan memâliki harredeki insanların hevesatı nefsaniyesini mütemadiyen tehyic edecek açık saçıklık, elbette çok sûi istimâlâta ve isrâfâta ve neslin za’fiyetine ve sukutu kuvvete sebebdir. Bir ayda veya yirmi günde ihtiyâcı fıtrîye mukâbil, her birkaç günde kendini bir israfa mecbur zanneder. O vakit, her ayda on beş gün kadar hayız gibi ârızalar münasebetiyle kadından tecennüb etmeye mecbur olduğundan, nefsine mağlûb ise fuhşiyata da meyleder.

Şehirliler; köylülere, bedevîlere bakıp tesettürü kaldıra maz.

Səs yoxdur