Lemalar | Yirmibeşinci Lema | 219
(205-221)

Daha dünya seni boğamıyor.. gaflet senin gözünü kapayamıyor.. ve yarım insan vaziyetinde bir zâta, nefs-i emmâre elbette hevesat-ı rezile ile ve nefsanî müştehiyat ile onu aldatamaz, çabuk o nefsin belâsından kurtulur.

İşte mü’min sırr-ı îman ile ve teslimiyet ve tevekkül ile, o ağır nüzul gibi hastalıktan az bir zamanda, ehl-i velâyetin çilleleri gibi istifade edebilir. O vakit o ağır hastalık çok ucuz düşer.

YİRMİ ÜÇÜNCÜ DEVA: Ey kimsesiz, garib, biçâre hasta! Hastalığınla beraber kimsesizlik ve gurbet, sana karşı en katı kalbleri rikkate getirirse ve nazar-ı şefkati celbederse; acaba Kur’ân’ın bütün Sûrelerinin başlarında kendini Rahmani’r-Rahim sıfatıyla bize takdim eden ve bir lem’a-i şefkatiyle umum yavrulara karşı umum vâlideleri, o hârika şefkatiyle terbiye ettiren ve her baharda bir cilve-i rahmetiyle zemin yüzünü ni’metlerle dolduran ve ebedî bir hayattaki Cennet, bütün mehasiniyle bir cilve-i rahmeti olan senin Hâlik-ı Rahîmi’ne îman ile intisabın ve Onu tanıyıp hastalığın lîsan-ı acziyle niyazın, elbette senin bu gurbetteki kimsesizlik hastalığın, herşeye bedel Onun nazar-ı Rahmetini sana celbeder. Mâdem O var, sana bakar, sana herşey var. Asıl gurbette, kimsesizlikte kalan odur ki; îman ve teslimiyetle ona intisab etmesin veya intisabına ehemmiyet vermesin.

YİRMİ DÖRDÜNCÜ DEVA: Ey ma’sûm hasta çocuklara ve ma’sûm çocuklar hükmünde olan ihtiyarlara hizmet eden hasta bakıcılar!.. Sizin önünüzde mühim bir ticaret-i uhreviye var. Şevk ve gayret ile o ticareti kazanınız.. Ma’sûm çocukların hastalıklarını, o nazik vücûdlara bir idman, bir riyazet ve ileride dünyanın dağdağalarına mukavemet verdirmek için bir şırınga ve bir terbiye-i Rabbânîye gibi, çocuğun hayat-ı dünyeviyesine âid çok hikmetlerle beraber ve hayat-ı ruhiyesine ve tasaffi-i hayatına medâr olacak büyüklerdeki keffaretü’zzünub yerine, ma’nevî ve ileride veyahud Âhirette terakkiyat-ı ma’nevîyesine medâr şırıngalar nev’indeki hastalıklardan gelen sevab, peder ve vâlidelerinin defter-i a’mâline, bilhassa sırr-ı şefkatle çocuğun sıhhatını kendi sıhhatına tercih eden vâlidesinin sahife-i hasenatına girdiği, ehl-i hakîkatca sabittir. İhtiyarlara bakmak ise; hem azîm sevap almakla beraber, o ihtiyarların ve bilhassa peder ve vâlide ise, duâlarını almak ve kalblerini hoşnud etmek ve vefâkârane hizmet etmek, hem bu dünyadaki saadete, hem Âhiretin saadetine medâr olduğu rivayat-ı sahiha ile ve çok vukuat-ı tarihiye ile sabittir. İhtiyar peder ve validesine tam itaat eden bahtiyar bir veled, evlâdından aynı vaziyeti gördüğü gibi; bedbaht bir veled eğer ebeveynini rencide etse; azab-ı uhreviden başka, dünyada çok felâketlerle cezasını gördüğü, çok vukuatla sabittir.

Səs yoxdur