Lemalar | Yirmibeşinci Lema | 220
(205-221)

Evet ihtiyarlara, ma’sûmlara, yalnız akrabasına bakmak değil; belki ehl-i îman (mâdem sırr-ı îmanla uhuvvet-i hakîkiye var) onlara rastgelse, muhterem hasta ihtiyar ona muhtaç olsa, ruh u canla ona hizmet etmek İslâmiyetin muktezasıdır.

YİRMİ BEŞİNCİ DEVA: Ey hasta kardeşler! Siz, gâyet nafi ve her derde deva ve Hakîki lezzetli kudsî bir tiryak isterseniz, “îmanınızı inkişaf ettiriniz.” Yâni tevbe ve istiğfar ile ve namaz ve ubûdiyetle, o tiryak-ı kudsî olan îmanı ve îmandan gelen ilacı isti’mal ediniz. Evet, dünyaya muhabbet ve alâka yüzünden güya adeta ehl-i gafletin dünya gibi büyük, hasta, ma’nevî bir vücûdu vardır. Îman ise, o dünya gibi zeval ve firak darbelerine, yara ve bere içinde olan o ma’nevî vücûduna birden şifa verip; yaralardan kurtarıp, hakîki şifa verdiğini pek çok Risâlelerde kat’i isbat etmişiz.

Başınızı ağrıtmamak için kısa kesiyorum. Îman ilacı ise; feraizi müm-kün oldukça yerine getirmekle te’sirini gösteriyor. Gaflet ve sefahet ve hevesat-ı nefsaniye ve lehviyat-ı gayr-ı meşrua, o tiryakın te’sirini meneder. Hastalık mâdem gafleti kaldırıyor, iştihayı kesiyor, gayr-ı meşru keyflere gitmeye mâni oluyor; ondan istifade ediniz. Hakîki îmanın kudsî ilâçlarından ve nurlarından tevbe ve istiğfar ile, duâ ve niyaz ile isti’mal ediniz. “Cenâb-ı Hak sizlere şifa versin, hastalıklarınızı keffaretü’z-zünub yapsın.” Âmin Âmin Âmin...


Səs yoxdur