Sözler | OnDördüncü Söz | 163
(163-175)
ONDÖRDÜNCÜ SÖZ


[Kur’an-ı Hakîm’in ve Kur’an’ın müfessir-i hakikîsi olan Hadîsin, bir kısım yüksek ve ulvî hakaikına çıkmak için teslim ve inkıyâdı noksan olan kalblere yardım edecek basamaklar hükmünde o hakîkatların bir kısım nazîrelerine işâret edeceğiz ve hâtimesinde bir ders-i ibret ve bir sırr-ı inâyet beyân edilecek. O hakîkatlardan Haşir ve Kıyametin nazîreleri, Onuncu Söz’de, bilhassa Dokuzuncu Hakîkatında zikredildiği için tekrara lüzum yoktur. Yalnız sâir hakîkatlardan nümûne olarak “Beş Mes’ele” zikrederiz.]

Birincisi: Meselâ:



“Altı günde gökleri ve yerleri yarattık” demek olan; hem belki bin ve elli bin sene gibi uzun zamandan ibâret olan eyyâm-ı Kur’aniyye ile insân dünyası ve hayvan âlemi altı günde yaşayacağına işaret eden hakîkat-ı ulviyyesine kanaat getirmek için, birer gün hükmünde olan herbir asırda, herbir senede, herbir günde Fâtır-ı Zülcelâl’in halkettiği seyyal âlemleri, seyyar kâinatları, geçici dünyaları; nazar-ı şuhûdâ gösteriyoruz. Evet güyâ insânlar gibi dünyalar dahi, birer misafirdir. Her mevsimde Zât-ı Zülcelâl’in emriyle âlem dolar, boşanır.

İkincisi: Meselâ:


Səs yoxdur