Şualar | Sekizinci Şuâ | 676
(666-692)

İsm-i a’zam ve sekine ta’bir ettiği esmâ-i sitte-i meşhuruyla dâima meşgul olan bir şâkirdiyle konuştuğu ve teselli verdiği ve çok emâreler ve karinelerle o şâkird, Said olduğu isbat edilmiş. Ve orada o şâkirdine demiş:



Yâni, ecnebi hurufları bin üç yüz kırk sekizde (1348) tâmim edilecek, çoluk-çocuk, emirler ve fakirler icbar sûretinde gece dersleriyle öğrenmeye çalışacaklar.

Evet


cümlesi tam tamına; iki sekiz yüz, iki yüz yirmi, iki dört yüz, iki on sekiz, bir on, mecmuu bin üç yüz kırk sekizdir. Aynı tarihte Lâtinî huruflarına gece dersleriyle cebren çalıştırıldı. Sonra İmâm-ı Ali (R.A.) Sekine ile meşgul olan Said’e (R.A.) bakar, konuşur. Akabinde



der. İki-üç yerde kuvvetli işâret ile Said ismini verdiği şâkirdine hitaben “Kendini Sekine ile dua edip muhafazaya çalış.” Ya-i nidaî’den sonra müteaddid karineler ve emâreler ile Said var. Demek



olur. Bu fıkra nasıl ki kelimesiyle “El-Kürdî” lâkabına hem lâfzan hem cifren bakar. Çünkü mimsiz Kürd kalbidir. (1) Mim ise, ve ye tam muvafıktır. Öyle de; diğer bir ismi olan Bediüzzaman lâkabına dahi “ezzaman” kelimesiyle îma etmekle beraber bin üç yüz elli dört (1354) veya, bin üç yüz elli beş (1355) makam-ı cifrîsiyle Said’in hakîkat-ı halini ve hilaf-ı âdet vaziyetini ve hıfz u vikaye için kesretli duasını ve halvet ve inzivasını tamamiyle ta’bir ve ifade ettiğinden sarahata yakın bir sûrette parmağını Onun başına o kasidede teselli için basıyor. Burada da



sırrına mazhar olan Risâle-i Nur’u alkışlıyor.


(1): Yâni; tersinden okunuşudur.


Səs yoxdur