Şualar | Sekizinci Şuâ | 673
(666-692)

o sure ile risâlet-i Muhammediye Aleyhissalâtü Vesselâm’ı isbat eden o iki risâleye iki nur lâfziyle, belki üç nur kelimeleriyle yine aynen risâlet-i Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm’ı isbat eden “Mi’rac Risâlesi”ne dahi işâret etmiş. Ben itiraf ediyorum ki: “On Dördüncü Mektub” noksan kaldığını unutmuştum. Hazret-i İmâm-ı Ali (R.A.) aynı sûreyi iki def’a tekrar etmesiyle tahattur ettim ve işârâtındaki dikkatine hayran oldum. Fakat o tekrar, yalnız “On Dokuzuncu Söz ve Mektub” için sayılır; ondan sonrakilere nisbeten sayılmaz.

ÜÇÜNCÜ REMZ: “Yirmi Sekizinci Lem’a”da îzah ve isbat edilen


fıkralariyle Risâle-i Nur’un üç ehemmiyetli vaziyetini haber veriyor. Bu fıkraların sarahata yakın bir sûrette hem cifir, hem ma’na cihetiyle Risâle-i Nur’a işâretini “On Lekizinci Lem’a”da îzahına binâen, burada ise, orada zikredilmeyen ve İmâm-ı Ali Radıyallahu Anh’ın nazar-ı dikkatini celbeden yalnız üç sırrı beyân edilecek.

Birincisi: İslâmlar içinde, dellâllar elinde teşhir sûretinde gezdirmeye lâyık olan Risâle-i Nur, maatteessüf gâyet gizli perde altında intişar ve istitara mecbûr olmasına işâreten İmâm-ı Ali Radıyallahu Anh, iki def’a ve kelimeleriyle yâni yalnız gizli intişar edebilir. Müteaccibane haber veriyor.

İkincisi: Risâle-i Nur, İsm-i Â’zam cilvesiyle ve İsm-i Rahîm ve Hakîm’in tecellisiyle zuhur ettiğinden, imtiyazlı hassası ’den iktibasen celâl ve kibriya,

Səs yoxdur