Tarihçe-i Hayat | İkinci Kısım - Barla Hayatı | 184
(150-214)

İkinci İşâret: Tenkidkârâne bir suale cevaptır.

Ehl-i dünya tarafından deniliyor ki : Sen neden bizden küstün? Bir def’a olsun hiç müracaat etmeyip sükût ettin. Bizden şiddetli şekvâ edip, “Bana zulmediyorsunuz” diyorsun. Halbuki bizim bir prensibimiz var, bu asrın muktezası olarak hususî düstûrlarımız var. Bunların tatbikini sen kendine kabul etmiyorsun. Kanunu tatbik eden zâlim olmaz, kabul etmiyen isyan eder. Ezcümle: Bu asr-ı hürriyette ve bu yeni başladığımız cumhuriyetler devrinde, müsavat esası üzerine tahakküm ve tagallübü kaldırmak düstûru, bizim bir kanun-u esasîmiz hükmüne geçtiği halde, sen kâh hocalık, kâh zahidlik sûretinde teveccüh-ü âmmeyi kazanarak, nazar-ı dikkati kendine celbederek; hükümetin nüfuzu haricinde bir kuvvet, bir makam-ı içtimâî elde etmeye çalıştığın, zâhir halin ve eski zamandaki macerâ-yı hayatının delâletiyle anlaşılıyor. Bu hal ise, şimdiki tabir ile, burjuvaların müstebidâne tahakkümleri içinde hoş görünebilir. Fakat bizim tabaka-i avâmın intibahiyle ve galebesiyle tezahür eden tam sosyalizm ve bolşevizm düstûrları, bizim daha ziyâde işimize yaradığı için, o sosyalizm düstûrlarını kabul ettiğimiz halde, senin vaziyetin bize ağır geliyor. Prensiplerimize muhalif düşüyor. Onun için sana verdiğimiz sıkıntıdan şekvâya ve küsmeye hakkın yoktur?

Elcevap: Hayat-ı içtimâîye-i beşeriyede bir çığır açan, eğer kâinattaki kanun-u fıtrata muvâfık hareket etmezse, hayırlı işlerde, terakkide muvaffak olamaz. Bütün hareketi, şer ve tahrip hesabına geçer. Mâdem kanun-u fıtrata tatbik-i harekete mecbûriyet var. Elbette fıtrat-ı beşeriyeyi değiştirmek ve nev-i beşerin hilkatindeki hikmet-i esasiyeyi kaldırmakla mutlak müsavat kanunu tatbik edilebilir. Evet ben, neseben ve hayatça avam tabakasındanım ve meşreben ve fikren, “müsâvât-ı hukuk” mesleğini kabul edenlerdenim ve şefkaten ve İslâmiyetten gelen sırr-ı adalet ile, burjuva denilen tabaka-i havassın istibdat ve tahakkümlerine karşı eskidenberi muhalefetle çalışanlardanım. Onun için bütün kuvvetimle adalet-i tâmme lehinde zulüm ve tagallüb ve tahakküm ve istibdâdın aleyhindeyim.

Səs yoxdur