Tarihçe-i Hayat | Üçüncü Kısım - Eskişehir Hayatı | 223
(215-280)

Elinize geçen ve nazar-ı teftişinizde bulunan “Fihriste Risâlesi” gösteriyor ki; Risâle-i Nur’un her bir cüz’ü, bir Âyet-i Kur’âniyyenin hakîkatını tefsir eder; ve husûsan erkân-ı îmaniyeye dâir âyetleri öyle vuzuhla tefsir eder ki, Avrupa feylesoflarının bin senedenberi Kur’ân aleyhinde hazırladıkları hücum plânlarını ve esaslarını bozuyor. Şimdilik elinizde “İhtiyar Risâlesi”nin On Birinci Ricasında binler îmanî ve tevhidî bürhanlardan bir tek bürhan var. Nümune için ona bakınız; dikkat ediniz, dâvâm doğru mudur, yanlış mıdır? Anlarsınız. Hem bu vatana ve bu millete ne kadar menfaatli olduğunu, nümune için, Risâle-i Nur’un eczalarından olan “İktisad Risâlesi” ve hastalara, îmandan gelen yirmi beş devalı risâle; ve ihtiyarlara, îmandan gelen on üç rica ve teselli risâleleri, bu mübârek milletin yarısından ziyâde bir yekûn teşkil eden fakirler, hastalar, ihtiyarlar taifelerine gâyet kıymettar bir hazine-i servet ve tiryak ve ziya olduğunu insaf ile bakan herkes kabul eder kanaatındayım.

Hem vazîfe-i tahkikatınıza yardım için derim: Fihriste Risâlesi yirmi senelik risâlelerimin bir kısmının fihristesidir. İçindeki risâlelerin bir kısmının asılları Darülhikmetten başlar. Fihristedeki numaralar, te’lif tertibiyle değildirler. Meselâ: Yirmi İkinci Söz, Birinci Söz’den daha evvel telif edilmiş ve Yirmi İkinci Mektub, Birinci Mektup’dan daha evvel yazılmış. Bunlar gibi çok var...

Sâlisen: Îman ilminden ibaret olan Risâle-i Nur eczaları, emniyet ve asayişi te’min ve te’sis ederler. Evet, güzel seciyelerin ve iyi hasletlerin menşe’ ve menbaı olan îman; elbette emniyeti bozmaz, te’min eder. Îmansızlıktır ki, seciyesizliği ile emniyeti ihlâl eder.

Hem bunu biliniz ki, yirmi-otuz sene evvel bir gazetede gördüm ki; İngilizlerin bir Müstemlekât Nâzırı demiş: “Bu Kur’ân Müslümanların elinde varken biz onlara hakîki hâkim olamayız.. Bunun kaldırılmasına ve çürütülmesine çalışmalıyız.” İşte; bu kâfir muannidin bu sözü, otuz senedir nazarımı Avrupa feylesoflarına çevirmiş olduğundan, nefsimden sonra onlar ile uğraşıyorum. Dahiliyeye pek bakamıyorum ve dahildeki kusuru, Avrupa’nın hatası, ifsadıdır derim. Avrupa Feylesoflarına hiddet ediyorum, onları vuruyorum. Felillâhilhamd, Risâle-i Nur, o muannid kâfirin hülyasını kırdığı gibi; maddiyyun, tabiiyyun feylesoflarını tam susturur bir vaziyete girmiştir.

Səs yoxdur