Tarihçe-i Hayat | Üçüncü Kısım - Eskişehir Hayatı | 224
(215-280)

Dünyada, hangi şekilde olursa olsun, hiçbir hükümet yoktur ki kendi memleketinin böyle mübârek mahsulünü ve sarsılmaz bir maden-i kuvve-i ma’nevîyesini yasak etsin ve nâşirini mahkûm eylesin! Avrupa’da rahiblerin serbestiyeti gösteriyor ki; hiçbir kanun, târik-i dünya olanlara ve âhirete ve îmana kendi kendine çalışanlara ilişmez.

Elhâsıl: On sene kadar sebepsiz bir nefye mahkûm; ihtilâttan, muhabereden memnu gurbetzede bir ihtiyar adamın, saadet-i ebediyenin anahtarı olan îmanına dâir hâtırat-ı ilmiyesini yazmasını, dünyada hiçbir kanun ona yasak diyemez ve demez kanaatindeyim. Ve şimdiye kadar hiçbir âlim tarafından tenkid edilmemesi, elbette o hatırat, ayn-ı hak ve mahz-ı hakîkat olduğunu isbat eder.

Benim ittihamım ve tevkifime sebep gösterilen,

Dördüncü Madde: Devletçe yasak edilen tarikat dersini vermekle ihbar edilmiş olmaklığımdır.

Elcevap: Evvelâ, elinizdeki bütün kitablarım şahiddirler ki, ben hakâik-i îmaniye ile meşgulüm. Hem müteaddid risâlelerde yazmışım ki: “Tarikat zamanı değil, belki îmanı kurtarmak zamanıdır. Tarikatsız Cennete giden pek çok, fakat îmansız Cennete girecek yok. Onun için îmana çalışmak zamanıdır” diye beyân etmişim.

Sâniyen: On senedir Isparta Vilâyetinde bulunuyorum. Biri çıksın, bana: “Tarikat dersi vermiş” desin. Evet, ba’zı has âhiret kardeşlerime ulûm-u îmaniye ve hakâik-i âliye dersini hocalık îtibariyle vermişim. Bu, tarikat talimi değil, belki hakîkat tedrisidir. Yalnız bu kadar var. Ben Şafiîyim, namazdan sonraki tesbihatım Hânefî tesbihatından biraz farklıdır. Hem, akşam namazından yatsı namazına kadar ve fecirden evvel, hiç kimseyi kabul etmemek şartiyle, kendi kendime günahlarımdan istiğfar ve Âyetler okumak gibi şeylerle meşguliyetim var. Zannederim, dünyada hiçbir kanun bu hale yasak diyemez. Bu mes’ele-i tarikat münâsebetiyle hükümet ve mahkeme me’murları tarafından benden soruluyor:

— Ne ile yaşıyorsun?

Elcevab: Dokuz sene ikamet ettiğim Barla halkının müşahedesiyle, şiddet-i iktisad berekâtiyle, tam kanaat hazinesiyle, ekser günlerde her bir gün yüz para ile, ba’zı daha az bir masrafla yaşadığımı benimle temas eden dostlarım bilirler. Hatta yedi sene zarfında; elbise, pabuç gibi şeylere yedi banknot ile idare ettim.

Səs yoxdur