Tarihçe-i Hayat | Üçüncü Kısım - Eskişehir Hayatı | 245
(215-280)
İDDİANAMEYE KARŞI İTİRAZNÂMEM

Ey hey’et-i hâkime ve ey müdde-i umûmî! Bu iddianamede sebeb-i ittihamım herbir maddeye karşı, istintak dâiresinde zabtınıza geçen müdafaatımda cevabları vardır. Hususan, “Son Müdafaâtım” nâmındaki otuz beş sahifelik bir müdâfaanameyi, itiraz yerine, size takdim ediyorum. Bu noktaya nazar-ı adâlet ve insafı çevirmek için derim ki:

On senedenberi Isparta Vilâyetinde, mazlum bir sûrette, tazyik altında asayiş-i dahiliye ve emniyet-i umûmiyeye zarar verecek hiçbir emâre, hiçbir tereşşuhat olmadığı halde, emniyet-i dahiliyeyi ihlâl etmek teşebbüsü ile ittiham edilmekliğime hangi insaf, hangi vicdan müsaade eder? Eğer Yüz altmış üçüncü madde-i kanuniye ma’nası bizim hakkımızda vech-i tatbiki gibi ma’na verilse, o vakit başta Diyanet Riyaseti, bütün imamlar, hatibler ve vaizlere teşmil etmek lâzım gelir. Çünkü, hayat-ı diniyeyi telkin etmekte onlarla beraberiz. Eğer telkinât-ı diniyye, emniyet-i dahiliyeyi, mutlaka ihlâl etmek gibi ma’nasız bir fikir ileri sürülse, umûma şâmil olur. Evet benim, onların fevkinde bir cihet var ki; o da kat’iyyetle, şüphesiz şeksiz hakâik-i îmaniyeyi îzah etmektir. Bu ise; farz-ı muhal olarak, umum ehl-i dine bir itiraz gelse, bu hal bizi itirazdan kurtarmağa vesile olur. Benim hakkımda bu kadar tahkikatla beraber daha tesbit edilmiyen ve tesbit edilse de, adâlet-i hakîkiye noktasında bir suç teşkil etmiyen ve bir suç teşkil etse de, yalnız beni mes’ul eden bir madde yüzünden, yirmi kadar ma’sûm ve bîgünah kimseleri; çoluk çocuğundan, işinden alıkoyup hapisde perişan etmek, elbette adliyenin nazar-ı adaletine uygun gelmez. Benim ile ednâ bir teması bulunan çok bîçâre ma’sûmlar, tevkif ile mühim zararlara dûçar oldular.

Şark hadisesi münâsebetiyle nefyedilmem, iddiânâmede iştiraki ihsas ettiği cihetle cevab veriyorum ki: Hükümetin dosyalarında, benim künyem altında hiçbir meşruhat yoktur; sırf ihtiyat yüzünden nefyedildiğim, hükümetçe sabit olmuştur. Ben, o zaman da, şimdiki gibi münzevi yaşıyordum. Bir dağın mağarasında, bir hizmetçi ile yalnız otururken; beni tutup, on sene bilâ-sebeb, müracaat etmediğim için, dokuz sene bir köyde, bir sene de Ispartada ikamete mahkûm edip, ahirinde bu musibete giriftar ettiler.

Səs yoxdur