Tarihçe-i Hayat | Üçüncü Kısım - Eskişehir Hayatı | 259
(215-280)

Çünkü, bir hizmet ki; yüz yirmi risâle, o hizmetin tercümanları olmuş. Ve o hizmetle, koca Avrupa feylesoflarına meydan okuyup, esasları zîr ü zeber edilmiş. Elbette o tesirli hizmet ya dahilde gâyet müdhiş bir netice verir, veyahud gâyet nâfi ve yüksek ve ilmî bir semere verecek. Onun için, göz boyamak nevinde ve efkâr-ı âmmeyi aldatmak tarzında ve hakkımızda zalimlerin entrikalarını, yalanlarını setretmek sûretinde, çocuk oyuncağı gibi bana bir sene ceza verilmez. Benim emsalim, ya idam olur, darağacına müftehirane çıkarlar, veyahud lâyık olduğu makamda serbest kalırlar.

Evet, binler lira kıymetinde elmasları çalabilen mâhir bir hırsız, on kuruşluk bir cam parçasına hırsızlık etmekle elmas çalmış gibi aynı cezaya kendini mahkûm etmek; dünyada hiçbir hırsızın, belki hiçbir zîşuurun kârı değildir. Böyle bir hırsız kurnaz olur. Böyle nihayet derecede eblehâne hareket etmez.

Ey efendiler! Haydi, vehminiz gibi ben o hırsız gibi oldum. Ben Isparta nahiyelerinden perişan, bir köyde dokuz sene inzivada bulunan ve şimdi benimle beraber gâyet hafif bir cezaya mahkûm olan safdil beş-on biçârelerin fikirlerini hükümet aleyhine çevirmekle, kendini ve gaye-i hayatı olan risâlelerini tehlikeye atmaktan ise; eski zamanda olduğu gibi, Ankara’da veya İstanbul’da büyük bir memuriyette oturup, binler adamı takip ettiğim maksada çevirebilirdim. O vakit, böyle zelilâne mahkûmiyet değil, belki mesleğime ve hizmetime münasip bir izzetle dünyaya karışabilirdim. Evet, fahr ve temeddüh niyetiyle değil, belki mecbûriyet ve mahcubiyetle, hodfüruşane eski bir kısım riyakârlığımı hatırlatmakla; beni ehemmiyetsiz, vücûdundan istifade edilmez, âdi mertebeye sukut ettirmek istiyenlerin yanlışlarını göstermek için derim:

“İki Mekteb-i Musibet Şehadetnamesi” nâmındaki matbu eski müdafaatımı görenlerin tasdikiyle, Otuz Bir Mart Hadisesinde bir nutuk ile, isyan etmiş sekiz taburu itaate getiren ve bir zaman gazetelerin yazdıkları gibi, İstiklâl Harbinde “Hutuvat-ı Sitte” nâmında bir makale ile, İstanbuldaki efkâr-ı ulemayı İngiliz aleyhine çevirip, harekât-ı milliye lehinde ehemmiyetli hizmet eden ve Ayasofya’da binler adama nutkunu dinlettiren ve Ankara’daki Meclis-i Meb’usanın şiddetli alkışlamasiyle karşılanan;

Səs yoxdur