Tarihçe-i Hayat | Dördüncü Kısım - Kastamonu Hayatı | 344
(281-398)

İşte bu mezkûr hakîkatları ve şehâdetleri ifade ma’nasiyle Birinci Makamın Altıncı Mertebesinde:


denilmiş.

Sonra, seyahat-ı fikriyede bulunan o meraklı ve terakki ile zevki ve şevki artan dünya yolcusu, bahar bahçesinden bir bahar kadar bir güldeste-i mârifet ve îman alıp gelirken; hayvanat ve tuyur âleminin kapısı hakîkat-bîn olan aklına ve mârifet-âşinâ olan fikrine açıldı. Yüz bin ayrı ayrı seslerle ve çeşit çeşit dillerle onu içeriye çağırdılar, “Buyurun” dediler. O da girdi ve gördü ki: Bütün hayvanat ve kuşların bütün nevileri ve taifeleri ve milletleri, bil’ittifak, lîsan-ı kal ve lîsan-ı halleriyle


deyip, zemin yüzünü bir zikirhâne ve muazzam bir meclis-i tehlil sûretine çevirmişler, herbiri bizzat birer kaside-i Rabbânî, birer kelime-i Sübhânî ve ma’nidar birer harf-i Rahmânî hükmünde sâni’lerini tavsif edip hamd ü sena ediyorlar vaziyetinde gördü. Güya o hayvanların ve kuşların duyguları ve kuvâları ve cihazları ve âzâları ve âletleri, manzum ve mevzun kelimelerdirler ve muntazam ve mükemmel sözlerdirler.

Səs yoxdur