Tarihçe-i Hayat | Dördüncü Kısım - Kastamonu Hayatı | 398
(281-398)

Takdis, tekbir, tahmid, tehlil ile küre-i arzı bir zikirhâne-i âzam, bu kâinatı bir mescid-i ekber hükmünde göstermişler.

Yâ Rabbî ve yâ Rabbessemâvati Vel-Aradîn! Yâ Hâlikî ve yâ Hâlik-ı Külli şey! Gökleri, yıldızlariyle; zemini müştemilâtiyle ve bütün mahlûkatı, bütün keyfiyatiyle teshir eden kudretinin ve irâdetinin ve hikmetinin ve hâkimiyetinin ve rahmetinin hakkı için, nefsimi bana musahhar eyle! Ve matlûbumu bana musahhar kıl! Kur’âna ve îmana hizmet için, insanların kalblerini Risâle-i Nur’a musahhar yap! Ve bana ve ihvânıma, îman-ı kâmil ve hüsn-ü hâtime ver. Hazret-i Mûsa Aleyhisselâma denizi ve Hazret-i İbrahim Aleyhisselâma ateşi ve Hazret-i Dâvud Aleyhisselâma dağı, demiri ve Hazret-i Süleyman Aleyhisselâma cinni ve insi ve Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’a şems ve kameri teshir ettiğin gibi, Risâle-i Nur’a, kalbleri ve akılları musahhar kıl!.. Ve beni ve Risâle-i Nur Talebelerini, nefis ve şeytanın şerrinden ve kabir azabından ve Cehennem ateşinden muhafaza eyle ve Cennetül-firdevste mes’ud kıl! Âmin. Âmin. Âmin.



Kur’ân’dan ve münâcat-ı nebeviye olan Cevşenül-Kebîr’den aldığım bu dersimi, bir ibâdet-i tefekküriye olarak, Rabb-ı Rahîmimin dergâhına arzetmekte kusur etmişsem, kusurumun afvı için, Kur’ân’ı ve Cevşenül-Kebîr’i şefaatçi ederek rahmetinden afvımı niyaz ediyorum.


SAİD NURSÎ


* * *

Səs yoxdur