Tarihçe-i Hayat | Beşinci Kısım - Denizli Hayatı | 446
(399-452)

onu diriltmemek üzere bütün cihâzâtını ve binler faideleri bulunan isti’dâdâtını âkıbetsiz bir ölümle faidesiz, neticesiz, hikmetsiz, bütün bütün israf etmek, ne derece hilâf-ı hikmet ve binler vaad ve ahidlerini yerine getirmemekle, hâşâ!. Aczini ve cehlini göstermek, ne kadar o haşmet-i saltanata ve o kemal-i rubûbiyete zıt olduğunu her zîşuur anlar. Bunlara kıyasen, inâyet ve adâleti tatbik eyle. İşte Hâlikımızdan sorduğumuz âhirete dâir sualimize Rahman, Hakîm, Âdl, Kerîm, Hâkim isimleri; mezkûr hakîkatlerle cevap veriyorlar, şeksiz şüphesiz, Güneş gibi, âhireti isbat ediyorlar.

Hem mâdem biz gözümüzle görüyoruz, öyle ihâtalı ve azametli bir hafiziyet hükmeder ki, o hafiziyet, zîhayat herşeyin ve her hâdisenin çok sûretlerini ve gördüğü fıtrî vazifesinin defterini Esmâ-i İlâhîyeye karşı lîsan-ı hâl ile tesbihatına dâir sahife-i a’mâlini misâlî levhalarda ve çekirdeklerinde ve tohumcuklarında ve levh-i mahfuzun nümûnecikleri olan kuva-yı hâfızalarında ve bilhassa insanın dimağındaki manen pek büyük, sureten pek küçük kütüphânesi olan kuvve-i hâfızasında ve sâir maddî ve ma’nevî in’ikâs âyinelerinde kaydeder, yazdırır, zaptederek muhafaza altına alır; Sonra mevsimi geldikçe bütün o ma’nevî yazıları, maddî bir tarzda da gözlerimize gösterip, milyonlar misâller ve deliller ve nümûneler kuvvetiyle


âyetindeki en acip bir hakîkat-ı haşriyeyi, kudretin bir çiçeği olan her bahar, kendi çiçek-i ekberinde milyarlar dil ile kâinata ilân eder. Ve başta nev’-i insan olarak bütün zîhayatlar ve bütün eşya, fenâya düşmek ve ademe sukut etmek ve hiçlikte mahvolmak ve yoklukta idam edilmek için yaratılmamışlar; belki bekaya terakki ve devama tasaffi ederek sermedî vazifeye isti’dâd ile girmek için halk olunduklarını gâyet kuvvetli isbat eder.

Evet, her baharda müşahede ediyoruz ki, güz mevsimi kıyametinde vefat eden hadsiz nebatat; bahar haşrinde herbir ağaç, herbir kök, herbir çekirdek; herbir tohum


âyetini okuyup bir ma’nasını, bir ferdini, kendi diliyle, geçmiş senelerde gördüğü vazifenin misâlleriyle tefsir ederek o azametli hafîziyete şehâdet eder.

Səs yoxdur