Tarihçe-i Hayat | Beşinci Kısım - Denizli Hayatı | 443
(399-452)

Hem mâdem; gündüz, bedahetle Güneşi gösterdiği gibi, zemin yüzünde mevsimlerin tebeddülünde, küllî ölmek ve dirilmekde, perde arkasında bir mutasarrıf; gâyet intizamla koca Küre-i Arzı bir bahçe, belki bir ağaç kolaylığında ve intizamında ve azametli baharı bir çiçek suhuletinde ve mîzanlı zînetinde ve zemin sahifesinde üç yüz bin haşir ve neşrin nümûne ve misallerini gösteren üç yüz bin kitap hükmündeki nebatat ve hayvanat tâifelerini zeminin yüzünde yazar. Beraber ve birbiri içinde şaşırmayarak, karışık iken karıştırmayarak, birbirine benzemekle beraber iltibassız, sehivsiz, hatasız, mükemmel, muntazam, mânidar yazan bir kalem-i kudret, bu azameti içinde hadsiz bir rahmet ve nihayetsiz bir hikmet ile işlediği gibi, koca kâinatı, bir hânesi misillû insana müsahhar ve müzeyyen edip tefriş etmek ve o insanı halife-i zemin ederek, dağların ve göklerin ve yerin tahammülünden çekindikleri emânet-i kübrâyı ona vermesi ve sâir zîhayatlar üstünde, bir derece zabitlik mertebesiyle mükerrem etmesi ve hitâbât-ı sübhaniyesine ve sohbetine müşerref etmekle fevkalâde bir makam verdiği ve bütün semavî fermanlarda ona saadet-i ebediyeyi ve beka-i uhreviyeyi kat’i vaad ve ahdettiği halde elbette, hiç şüphe olmaz ki, bahar kadar kudretine kolay gelen dar-ı saadeti o mükerrem ve müşerref insanlar için açacak ve yapacak ve haşir ve kıyameti getirecek, diye Muhyi ve Mümit ve Hayy ve Kayyum ve Kadîr ve Alîm isimleri Hâlikımızdan sormamıza cevap veriyorlar.

Evet, her baharda bütün ağaçları ve otların köklerini aynen ihya ve nebatî ve hayvanî üç yüz bin nevi haşrin ve neşrin nümûnelerini îcad eden bir kudret, Muhammed ve Mûsa Aleyhimessalâtü Vesselâmların herbirinin ümmetinin geçirdiği bin senelik zaman hayâlen karşı karşıya getirilip bakılsa, haşir ve neşrin bin misâlini ve bin delilini, iki bin baharda gösterdiği görülecek (Hâşiye) ve böyle bir kudretten haşr-i cismanîyi uzak görmek, bin derece körlük ve akılsızlıkdır.

Hem mâdem nev’-i beşerin en meşhurları olan yüz yirmi dört bin peygamberler, ittifakla saadet-i ebediyeyi ve beka-yı uhrevîyi Cenâb-ı Hakk’ın binler vaad ve ahidlerine istinâden ilân edip,


Hâşiye: Sâbık herbir bahar; kıyameti kopmuş, ölmüş.. ve karşısındaki bahar onun haşri hükmündedir...


Səs yoxdur