Arjantinde nur hizmetleri.. 08 Ağustos 2011
Esselemu Aleykum Verahmetullahi Ve beraketuhu,
Evvela, seksen sene bir ömür semerâtını kazandırabilen mubarek Ramazan-ı şerifinizi ve yaklaşan Leyle i kadrinizi tebrik ederiz.
Yaklaşık 4 ay önce nur hizmetlerine ilk adımın atıldığı Arjantin'de, Cenab-ı Hakk'a şükürler olsun ki, 4 kitabın basımını gerçekleştirmek nasip oldu. En son olarak bin adet baskıya verdiğimiz, Ramazan, İktisat ve Şükür Risalelerini matbaadan teslim aldık. Aynı gün, teravih namazı için gittiğimiz El Ahmed camiinde, cemaate takdim ettik. Ertesi gün, cuma namazı sonrasında da hem daha önceden tanıştığımız, hem de yeni tanıştığımız kişilere verdik. Ayrıca camii yetkililerinden aldığımız izne binaen ramazan ayı boyunca cuma ve cumartesi günleri burada Sözler Neşriyat adına küçük bir stand açıp, nurları cemaate sunacağız. İnşallah bu şekilde doğrudan ve çok daha hızlı olarak kitaplarımızı arzu edenlere ulaştırmış olacağız.
Geçtiğimiz ay içerisinde Arjantin’in ikinci büyük şehri olan Cordaba’daki kitap fuarını fırsat bilerek, dört şehri kapsayan bir seyehatimiz oldu. Amacımız, buralarda broşür dağıtıp, daha önceden de internet üzerinden tanıştığımız müslüman kardeşlerimizle görüşüp, onlara da yeni bastığımız kitaplarımızdan vermekti. Ancak tahminimizin çok fevkındeki hadiseler, insanların nurlara olan iştiyakı ve güzel hizmetleri sonradan hayretle müşahede ettik.
Cordoba'ya ulaştığımızda öğrendiğimiz, Latin Amerika kupası vesilesiyle oteller hep doluydu. İlk bakışta olumsuz görünen bu durum, bizim hiç planlamadığımız, bir çok farklı Latin Amerika ulkesınden ınsanlarını Cenab-ı Hakk'ın ayağımıza göndermesinden başka birşey değildi. Bu vesile ile 5binden fazla broşür dağıttık. Elhamdulillah, burada hizmetler, kalacak olduğumuz otelin hemen girişinde başladı. Lobide tanıştığımız hristiyan bir kişiye Üstadımızdan ve Risalelerden bahsettik, hemen kitapları almak istedi bizde 23.söz, küçük sözler ve hastalar risalesini takdim ettik inşallah hidayetine vesile olur. Sonrasında ise dışarıya her çıkışımızı adeta meleke haline getirmek suretinde sokokta caddede insanlara broşur dağıtıyorduk. Broşür dağıtımı vesilesi ile çok enteresan hadisedelerle karşılaştık. Mesela, ayak üstü bu nurlu cümleleri okuyanlar hemen soruyordu; "Bu kitapları nereden alabiliriz?" biz de hemen çantamızdan çıkartıp veriyorduk. Bunun çok numuneleri var, hatta bir defasında hastaneye bir arkadaşını ziyarete giden bir kişi bir tane Hastalar risalesinden almak istedi. Fakat biz bir tane arkadaşın bir tane de senin için diyerek iki tane verdik. Yine hızlı bir şekilde dükkanlara dağıtaraktan otele doğru yürüyorduk. Hediyelik eşyalar satan, sonradan isminin Amine olduğunu öğrendiğimiz bir bayana broşür verdiğimizde bizi heyecanla dükkana çağırdı. Halbuki, biz aynı kişiye bir gün önce broşürlerden vermişiz. İkinci gün bizi tekrar görünce Üstad ve Risaleler hakkında sorular sordu. ve 20 adet kitaplarımızdan aldı. Burada adres sorma, alışveriş yapma gibi vesileler ile tanıştığımız kişilere dahi kitaplarımızı tanıtıyorduk.
Ayrıca, Cordaba'da sonradan Müslümanlığı seçmiş hareketli cevval Müslümanlarla tanıştık. Bunların 6-7 kişilik bir gurubu var. Bu gurupla hemen hemen her gün takipli ders yaptık. İkinci akşam, takipli dersimizde ise şöyle güzel ve manidar bir hadise oldu. Ders bittikten sonra, masanın üzerinde bulunan zorlukla görülebilen küçüçük bir sineği gösterek: "İşte bu da Allah ‘ın bir san’atı" dedik. Bunun üzerine henüz dün tanıştığımız ve ayrılırken broşürden ve kitaplarımızdan verdiğimiz Emir Asad kardeşimiz, ‘’Sivrisineğin gözünü halkeden güneşi dahi o halketmiştir.’’ vecizesini ezberden okudu. Biz daha şaşkınlığımızı atamamışken, 3.sözden bazı kısımları ve birinci sözden "Herbir inek, deve, koyun, keçi gibi mübarek hayvanlar Bismillah der. Rahmet feyzinden bir süt çeşmesi olur. Bizlere, Rezzak namına en lâtif, en nazif, âb-ı hayat gibi “bir gıdayı takdim ediyorlar." cümlelerini söyleyince biz hem çok sevindik hem de çok duygulandık.
Daha sonra Cuma namazı için buradaki İslam kültür merkezine gittik. Burada da namazdan sonra kitaplarımızdan, Türkiye'deki hizmetlerden, okuma programlarından ve dershane sisteminden bahsettik. Çoğu kişi Cordoba'da da hemen dershane açılmasını arzu ettiklerini söyledi, ve açıldığı halde derslere katılmak üzere çağırmak için telefon numaralarını verenler oldu.
Seyahatimizin ikinci durağı Santa Fe şehrinde ise, Pablo isminde genç bir öğretmenle tanıştık. Bu kişi de, Arjantin'de onlarca kez duyduğumuz aynı şeyleri söylüyordu; "hristiyanım fakat dini vecibeleri yerine getirmiyorum." Fakat Pablo'yu diğer kişilerden ayıran bir tarafı vardı. O "Tek Yaratıcı" ya inanıyor ve islamiyet hakkında hayli araştırma yapmış, ve Kur'an okumasını öğrenmek isteyen birisi idi. Potansiyel bir müslüman olan Pablo'ya da kitaplarımızdan verip, iletişim bilgilerini aldıktan sonra yolumuza devam ettik.
Santa Fe, Parana ve Rosario şehirlerinde de aynı şekilde broşürler dağıtıp, kitaplarımızdan isteyenlere verdik. Hatta Rosario'daki bir kişi, almış olduğu üçer adet kitaptan onbeşer tane çoğaltıp iş yerindeki arkadaşlarına dağıtacağını ifade etti. Ve en son olarak geçtiğimiz perşembe günü arkadaşlarını evine davet ettiğini ve 11 kişilik bir grupla ders okuduklarını haber verdi. Bir gecede üç kitabı da okumuşlar. Dahası, gruptaki herkes okunanları çok sevmiş ve her hafta toplanıp nurlardan okuma kararı almışlar. Rabbim inşallah, dualarınızla bu şehirlerde de medrese-i nuriyeler açılmasını nasip eder.
Ramazan dolayısı ile aynen Türkiye'deki gibi dershanemizde iftar programları yaparak, tanıştığımız kişileri dershaneye davet ediyoruz. Bu vesile ile başladığımız dersler ramazandan sonra da cuma günleri düzenli olarak devam edecek.
Bunlarla beraber, tercümeler devam edıyor.Uhuvvet risalesi, 20.mektup (ikinci makamı dahil), ihlas Risaleleri,11 lem’a Mirkatü’s süne risaleleri bitti.Şimdi ise Meyve Risalesi ve 33 söz devam ediyor.
Elhamdulillah, Arjantin'den ve diğer haric memleketlerden gelen hizmet haberlerinden anlıyoruz ki; Nurların parlama zamanı gelmiş. Her yerde inkişaf ediyor. Adeta öyle ki nurları dokunduğunuz heryer yeşeriyor.Arjantine gelmeden önce başta Sungur abinin olmak üzere ağabeylerin duasını tek tek alırken Seyyid Salih Özcan abi şöyle demişti: "Orada bir tohum atın Cenab ı Allah onu bin yapacak inşallah sen git arkandan ben de geleceğim" diye 2-3 kez tekrar etti. Mustafa Sungur abi de: "Şimdi hizmet etmenin tam zamanı ne kadar hizmet edebiliyorsanız edin.Bir zaman sonra bu rahat zemini bulamayacaksınız." diyerek teşvik etti. Şimdi hakikaten ağabeylerin duasını görüyoruz ve o sözlerini hakikaten daha iyi anlıyoruz. Ne mutlu bu hizmeti imaniye ve kuraniyede olanlara ki; Allah ın yapmış olduğu bu hizmette bizleri istihdam ediyor.
Cenab-ı Allah başta Üstadımızın, abilerimizin ve cemeatimizin dualarının neticesi olan bu hizmetlerde istihdamımızı daim eylesin. Burada hizmetlerin inkişafı ve devamı için dua ediyor, dualarınızı bekliyoruz.
Arjantin Nur Talebeleri
Evvela, seksen sene bir ömür semerâtını kazandırabilen mubarek Ramazan-ı şerifinizi ve yaklaşan Leyle i kadrinizi tebrik ederiz.
Yaklaşık 4 ay önce nur hizmetlerine ilk adımın atıldığı Arjantin'de, Cenab-ı Hakk'a şükürler olsun ki, 4 kitabın basımını gerçekleştirmek nasip oldu. En son olarak bin adet baskıya verdiğimiz, Ramazan, İktisat ve Şükür Risalelerini matbaadan teslim aldık. Aynı gün, teravih namazı için gittiğimiz El Ahmed camiinde, cemaate takdim ettik. Ertesi gün, cuma namazı sonrasında da hem daha önceden tanıştığımız, hem de yeni tanıştığımız kişilere verdik. Ayrıca camii yetkililerinden aldığımız izne binaen ramazan ayı boyunca cuma ve cumartesi günleri burada Sözler Neşriyat adına küçük bir stand açıp, nurları cemaate sunacağız. İnşallah bu şekilde doğrudan ve çok daha hızlı olarak kitaplarımızı arzu edenlere ulaştırmış olacağız.
Geçtiğimiz ay içerisinde Arjantin’in ikinci büyük şehri olan Cordaba’daki kitap fuarını fırsat bilerek, dört şehri kapsayan bir seyehatimiz oldu. Amacımız, buralarda broşür dağıtıp, daha önceden de internet üzerinden tanıştığımız müslüman kardeşlerimizle görüşüp, onlara da yeni bastığımız kitaplarımızdan vermekti. Ancak tahminimizin çok fevkındeki hadiseler, insanların nurlara olan iştiyakı ve güzel hizmetleri sonradan hayretle müşahede ettik.
Cordoba'ya ulaştığımızda öğrendiğimiz, Latin Amerika kupası vesilesiyle oteller hep doluydu. İlk bakışta olumsuz görünen bu durum, bizim hiç planlamadığımız, bir çok farklı Latin Amerika ulkesınden ınsanlarını Cenab-ı Hakk'ın ayağımıza göndermesinden başka birşey değildi. Bu vesile ile 5binden fazla broşür dağıttık. Elhamdulillah, burada hizmetler, kalacak olduğumuz otelin hemen girişinde başladı. Lobide tanıştığımız hristiyan bir kişiye Üstadımızdan ve Risalelerden bahsettik, hemen kitapları almak istedi bizde 23.söz, küçük sözler ve hastalar risalesini takdim ettik inşallah hidayetine vesile olur. Sonrasında ise dışarıya her çıkışımızı adeta meleke haline getirmek suretinde sokokta caddede insanlara broşur dağıtıyorduk. Broşür dağıtımı vesilesi ile çok enteresan hadisedelerle karşılaştık. Mesela, ayak üstü bu nurlu cümleleri okuyanlar hemen soruyordu; "Bu kitapları nereden alabiliriz?" biz de hemen çantamızdan çıkartıp veriyorduk. Bunun çok numuneleri var, hatta bir defasında hastaneye bir arkadaşını ziyarete giden bir kişi bir tane Hastalar risalesinden almak istedi. Fakat biz bir tane arkadaşın bir tane de senin için diyerek iki tane verdik. Yine hızlı bir şekilde dükkanlara dağıtaraktan otele doğru yürüyorduk. Hediyelik eşyalar satan, sonradan isminin Amine olduğunu öğrendiğimiz bir bayana broşür verdiğimizde bizi heyecanla dükkana çağırdı. Halbuki, biz aynı kişiye bir gün önce broşürlerden vermişiz. İkinci gün bizi tekrar görünce Üstad ve Risaleler hakkında sorular sordu. ve 20 adet kitaplarımızdan aldı. Burada adres sorma, alışveriş yapma gibi vesileler ile tanıştığımız kişilere dahi kitaplarımızı tanıtıyorduk.
Ayrıca, Cordaba'da sonradan Müslümanlığı seçmiş hareketli cevval Müslümanlarla tanıştık. Bunların 6-7 kişilik bir gurubu var. Bu gurupla hemen hemen her gün takipli ders yaptık. İkinci akşam, takipli dersimizde ise şöyle güzel ve manidar bir hadise oldu. Ders bittikten sonra, masanın üzerinde bulunan zorlukla görülebilen küçüçük bir sineği gösterek: "İşte bu da Allah ‘ın bir san’atı" dedik. Bunun üzerine henüz dün tanıştığımız ve ayrılırken broşürden ve kitaplarımızdan verdiğimiz Emir Asad kardeşimiz, ‘’Sivrisineğin gözünü halkeden güneşi dahi o halketmiştir.’’ vecizesini ezberden okudu. Biz daha şaşkınlığımızı atamamışken, 3.sözden bazı kısımları ve birinci sözden "Herbir inek, deve, koyun, keçi gibi mübarek hayvanlar Bismillah der. Rahmet feyzinden bir süt çeşmesi olur. Bizlere, Rezzak namına en lâtif, en nazif, âb-ı hayat gibi “bir gıdayı takdim ediyorlar." cümlelerini söyleyince biz hem çok sevindik hem de çok duygulandık.
Daha sonra Cuma namazı için buradaki İslam kültür merkezine gittik. Burada da namazdan sonra kitaplarımızdan, Türkiye'deki hizmetlerden, okuma programlarından ve dershane sisteminden bahsettik. Çoğu kişi Cordoba'da da hemen dershane açılmasını arzu ettiklerini söyledi, ve açıldığı halde derslere katılmak üzere çağırmak için telefon numaralarını verenler oldu.
Seyahatimizin ikinci durağı Santa Fe şehrinde ise, Pablo isminde genç bir öğretmenle tanıştık. Bu kişi de, Arjantin'de onlarca kez duyduğumuz aynı şeyleri söylüyordu; "hristiyanım fakat dini vecibeleri yerine getirmiyorum." Fakat Pablo'yu diğer kişilerden ayıran bir tarafı vardı. O "Tek Yaratıcı" ya inanıyor ve islamiyet hakkında hayli araştırma yapmış, ve Kur'an okumasını öğrenmek isteyen birisi idi. Potansiyel bir müslüman olan Pablo'ya da kitaplarımızdan verip, iletişim bilgilerini aldıktan sonra yolumuza devam ettik.
Santa Fe, Parana ve Rosario şehirlerinde de aynı şekilde broşürler dağıtıp, kitaplarımızdan isteyenlere verdik. Hatta Rosario'daki bir kişi, almış olduğu üçer adet kitaptan onbeşer tane çoğaltıp iş yerindeki arkadaşlarına dağıtacağını ifade etti. Ve en son olarak geçtiğimiz perşembe günü arkadaşlarını evine davet ettiğini ve 11 kişilik bir grupla ders okuduklarını haber verdi. Bir gecede üç kitabı da okumuşlar. Dahası, gruptaki herkes okunanları çok sevmiş ve her hafta toplanıp nurlardan okuma kararı almışlar. Rabbim inşallah, dualarınızla bu şehirlerde de medrese-i nuriyeler açılmasını nasip eder.
Ramazan dolayısı ile aynen Türkiye'deki gibi dershanemizde iftar programları yaparak, tanıştığımız kişileri dershaneye davet ediyoruz. Bu vesile ile başladığımız dersler ramazandan sonra da cuma günleri düzenli olarak devam edecek.
Bunlarla beraber, tercümeler devam edıyor.Uhuvvet risalesi, 20.mektup (ikinci makamı dahil), ihlas Risaleleri,11 lem’a Mirkatü’s süne risaleleri bitti.Şimdi ise Meyve Risalesi ve 33 söz devam ediyor.
Elhamdulillah, Arjantin'den ve diğer haric memleketlerden gelen hizmet haberlerinden anlıyoruz ki; Nurların parlama zamanı gelmiş. Her yerde inkişaf ediyor. Adeta öyle ki nurları dokunduğunuz heryer yeşeriyor.Arjantine gelmeden önce başta Sungur abinin olmak üzere ağabeylerin duasını tek tek alırken Seyyid Salih Özcan abi şöyle demişti: "Orada bir tohum atın Cenab ı Allah onu bin yapacak inşallah sen git arkandan ben de geleceğim" diye 2-3 kez tekrar etti. Mustafa Sungur abi de: "Şimdi hizmet etmenin tam zamanı ne kadar hizmet edebiliyorsanız edin.Bir zaman sonra bu rahat zemini bulamayacaksınız." diyerek teşvik etti. Şimdi hakikaten ağabeylerin duasını görüyoruz ve o sözlerini hakikaten daha iyi anlıyoruz. Ne mutlu bu hizmeti imaniye ve kuraniyede olanlara ki; Allah ın yapmış olduğu bu hizmette bizleri istihdam ediyor.
Cenab-ı Allah başta Üstadımızın, abilerimizin ve cemeatimizin dualarının neticesi olan bu hizmetlerde istihdamımızı daim eylesin. Burada hizmetlerin inkişafı ve devamı için dua ediyor, dualarınızı bekliyoruz.
Arjantin Nur Talebeleri