Halbuki eski ülemanın eserlerindeki derin mes’eleleri âmi ve tecrübesiz gençlere bulantı vermemek için ders verilmesi men’ ve yasak ediliyordu. Fakat Risale-i Nur, en derin mesaili en âmiye, belki bir çocuğa zararsız olarak bildiriyor.
İkinci Hassa: Nasıl bir memlekete lâzım olan su, dağlara açılan küngânlar ve kanallarla getirilirken, şimdi nereye vurulsa su çıkaran bir âlet icad edilmesi temsili gibi; iman ve marifetullah olan âb-ı hayatı getirmek için uzak yerlere, tâ semavata ve âlemin mecmuuna lüzum kalmıyarak, her bir şeyde o âb-ı hayatı çıkaran Kur’an-ı Hakîm’in tezgahından nurani bir asânın çıkmasına benzer.
İşte Hazret-i Musa Aleyhisselâm’ın asâsı ile bir taşta oniki çeşme akıtması ve beraberindekileri susuzluktan kolayca kurtarması gibi; Risale-i Nur da bir asâyı Kur’anî olarak herkesin fehmine göre âb-ı hayatı içiriyor ve yerini gösterip susuzluktan kurtarıyor.
Hem de Risale-i Nur’un kırk mecmuasından Asâyı Musa namındaki bir mecmuası, o asâyı Kur’anînin bir ucudur.