ve keza mazlumlarının bu asırdaki küllî fertleri başında Risale-i Nur talebelerinin bulunması ve hakîkaten bu talebeleri de ümem-i sâlifenin enbiyalarına verilen necatlar gibi pek büyük umumî ve hususî necatlara mazhar etmesi; ve muârızları olan dinsizlerin Cehenmemî azapla tokatlanmalarını göstermesi; hem iki güzel ve lâtif haşiyelerle hâtime verilmek suretiyle çiçeğin tamam edilmesi bu fakir talebeniz Hüsrev’i o kadar büyük bir sürurla sonsuz bir şükre sevketti ki; bu güzel çiçeğin verdiği sevinç ve sürûru müddet-i ömrümde hissetmediğimi sevgili Üstadıma arzettiğim gibi, kardeşlerime de kerratla söylemişim. Cenâb-ı Hak, zaif ve tahammülsüz omuzlarına pek azametli bâr-ı sakîl tahmil edilen siz sevgili Üstadımızdan ebediyen râzı olsun. Ve yüklerinizi tahfif etmekle yüzlerinizi ebede kadar güldürsün, âmin.
Evet sevgili Üstadım, biz Allah’tan, Kur’an’dan, Habîb-i Zîşandan ve Risale-i Nur’dan ve Kur’an dellâlı siz sevgili Üstadımızdan ebediyen râzıyız. Ve intisabımızdan hiçbir cihetle pişmanlığımız yok. Hem kalbimizde zerre kadar kötülük etmek için niyet yok. Biz ancak Allah’ı ve rızâsını istiyoruz. Gün geçtikçe, rızâsı içinde Cenab-ı Hakk’a vuslat iştiyaklarını kalbimizde teksif ediyoruz.