Ramazan iktisat sükür risalesi | Ramazan iktisat sükür risalesi | 83
(4-94)

Çünki, iman cihat-ı sittenin zulümatını izale etmekle def’-i bela kabilinden büyük bir nimet sayıldığı gibi -tabiî- o cihat-ı sitteyi tenvir ettiği cihetle de celb-ül menafi’ kabilinden ikinci bir nimet sayılır. Binaenaleyh insan fıtrî bir medeniyete sahib olduğundan cihat-ı sittede bulunan mahlukatla alâkadar olur ve iman nimeti ile de cihat-ı sitteden istifade edebilmesi imkânı vardır.

Binaenaleyh âyet-i kerimesinin sırrı ile cihat-ı sitteden herhangi bir cihette olursa insan tenevvür eder. Hattâ mü’min olan bir insanın dünyanın kuruluşundan sonuna kadar uzanan manevî bir ömrü vardır. Ve insanın bu manevî ömrü ezelden ebede uzanan bir hayat nurundan meded ve yardım alır.

Ve keza cihat-ı sitteyi tenvir eden iman sayesinde insanın şu dar zaman ve mekânı geniş ve rahat bir âleme inkılab eder. Bu büyük âlem, bir insanın hanesi gibi olur ve mazi, müstakbel zamanları, insanın ruhuna, kalbine bir zaman-ı hal hükmünde olur. Aralarında uzaklık kalkıyor.

Ses Yok