Ramazan iktisat sükür risalesi | Ramazan iktisat sükür risalesi | 86
(4-94)

ettiği veya ölüler, yetimler gibi hayatsız, perişan vehmettiği şeyleri nur-u iman, ahbab ve kardeş sıfatı ile gösterir ve hayatdar tesbihhan (tesbih eden) şeklinde irae eder. Yani gafletle bakan adam, âlemin mevcudatını düşman gibi muzır telakki ederek tevahhuş eder. Ve eşyayı ecnebiler gibi görür. Çünki dalalet nazarında mazi ve istikbal zamanlarındaki eşya arasında uhuvvet, kardeşlik rabıtası ve bağlanış yoktur. Ancak zaman-ı halde eşya arasında küçük, cüz’î bir alâka olur. Binaenaleyh ehl-i dalaletin yekdiğerine olan uhuvvetleri, binler senelik uzun bir zamanda bir dakika kadardır.

Ve keza iman nazarında bütün ecramı, hayatdar ve birbirine ünsiyetli olduklarını görüyor. Ve her bir cirmin lisan-ı hali ile Hâlıkına tesbihat yapmakta olduğunu gösteriyor. İşte bu itibarla bütün ecramın kendilerine göre bir nevi hayat ve ruhları vardır. Binaenaleyh imanın şu görüşüne nazaran o ecramda dehşet, vahşet yoktur. Ünsiyet ve muhabbet vardır.

Dalalet nazarı, matlublarını tahsil etmekten âciz olan insanların sahibsiz, hâmisiz olduklarını telakki eder ve hüzün, keder, aczlerinden

Ses Yok