Konferans | Konferans | 57
(1-57)
        Bedîüzzaman diyor ki :
        Birtek gayem vardır: O da, mezara yaklaştığım bu zamanda İslâm memleketi olan bu vatanda bolşevik baykuşlarının seslerini işitiyoruz. Bu ses âlem-i İslâmın iman esaslarını zedeliyor, halkı bilhâssa gençleri imansız yaparak kendisine bağlıyor. Ben bütün mevcudiyetimle bunlarla mücadele ederek, gençleri ve Müslümanları imana davet ediyorum. Bu imansız kitleye karşı mücadele ediyorum. Bu mücahedem ile inşâallah Allah huzuruna gitmek istiyorum. Bütün faaliyetim budur. Beni bu gayemden alıkoyanlar da korkarım ki, bolşevikler olsun. Bu iman düşmanlarına karşı mücahedeyi açan dindar kuvvetlerle el ele vermek benim için mukaddes bir gayedir. Beni serbest bırakınız, el birliğiyle komünistlikle zehirlenen gençlerin ıslahına ve memleketin imanına ve Allah’ın birliğine hizmet edeyim.
        Komünizmin kızıl alevleri Anadolu’nun çatılarını ciddî tehdid etmeye başladığı bugünlerde, bu çağrının ve bu davetin mana ve ehemmiyeti daha iyi anlaşılıyor.
   
        Risale-i Nur’un ehemmiyeti ecnebiler tarafından da takdire ve (hattâ Almanya’da olduğu gibi kendi lisanlarıyla) neşrine başlanmıştır. Aldığımız bir mektubda onbeş ailenin, Cenevre’de Risale-i Nur’u okuyarak Müslüman olduklarını yazıyordu. Daha da çoğaltabileceğimiz misalleri kısa kesiyorum.
        Muhterem Hâkimler!
        Şunu beyan etmek istiyorum: Risale-i Nur, yirminci ilim asrının Kur’an-ı Kerim tefsiridir. Bunu dikkatle okuyan, bir müslümansa taklidî imandan kurtuluyor. Ecnebi ise, hidayete kavuşuyor. Dünyevî ve maddî hiçbir gayesi yok. O sadece âhirete, Allah rızasına bir vasıta yapıldığı için, yapılan her çeşit isnadlar, iddialar, asılsız, mesnedsiz birer iftiradır. Risale-i Nur zararlı değil, faydalıdır. Şüheda yurdu olan şu aziz vatana Risale-i Nur’u okuyarak hizmetten, fedakârlıktan başka hiçbir gayem yoktur.
        Binaenaleyh, kitablarımızın iadesini ve beraetimi ister, hürmetlerimi sunarım.
Üniversite Nur Talebelerinden
İbrahim
Ses Yok