Münazarat | Münazarat | 32
(1-37)
        S- Zindan-ı atalete düştüğümüzün sebebi nedir?
        C- Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise matiyyesidir. İşte himmetiniz şevke binip mübareze-i hayat meydanına çıktığı vakit, en evvel düşman-ı şedid olan yeis rast gelir. Kuvve-i maneviyesini kırar. Siz o düşmana karşı لاَ تَقْنَطُوا kılıncını istimal ediniz. Sonra müzahametsiz olan hakkın hizmetinin yerini zabteden meyl-üt tefevvuk istibdadı hücuma başlar. Himmetin başına vurur, atından düşürttürür. Siz كُونُوا لِلّهِ hakikatını o düşmana gönderiniz. Sonra da ilel-i müteselsiledeki terettübü atlamakla müşevveş eden acûliyet çıkar, himmetin ayağını kaydırır. Siz, وَاصْبِرُوا وَ صَابِرُوا وَ رَابِطُوا yu siper ediniz. Sonra da, medenî-i bittab’ olduğundan ebna-yı cinsinin hukukunu muhafazaya ve hakkını onlar içinde aramağa mükellef olan insanın âmâlini dağıtan fikr-i infiradî ve tasavvur-u şahsî karşı çıkar. Siz de, خَيْرُ النَّاسِ اَنْفَعُهُمْ لِلنَّاسِ olan mücahid-i âlîhimmeti mübarezesine çıkarınız. Sonra başkasının tekâsülünden görenek fırsat bulup, hücum edip belini kırar. Siz de عَلَى اللّهِ لاَ غَيْرِهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُتَوَكِّلُونَ olan hısn-ı hasîni himmete melce ediniz. Sonra da acz ve nefsin itimadsızlığından neş’et eden tefviz ve işi birbirine bırakmak olan düşman-ı gaddar geliyor. Himmetin elini tutup oturtturur. Siz de لاَ يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ اِذَا اهْتَدَيْتُمْ olan hakikat-ı şahika üzerine çıkarınız. Tâ o düşmanın eli o himmetin dâmenine yetişmesin. Sonra Allah’ın vazifesine müdahale etmek olan dinsiz düşman gelir; himmetin yüzünü tokatlar, gözünü kör eder. Siz de اِسْتَقِمْ كَمَا اُمِرْتَ ❊ وَلاَ تَتَاَمَّرْ عَلَى سَيِّدِكَ olan kâr-aşina ve vazifeşinas olan hakikatı gönderiniz. Tâ onun haddini bildirsin. Sonra umum meşakkatın anası ve umum rezaletin yuvası olan meyl-ür rahat geliyor. Himmeti kaydeder, zindan-ı sefalete atar. Siz de لَيْسَ ِلْلاِنْسَانِ اِلاَّ مَا سَعَى olan mücahid-i âlîcenabı o cellad-ı sehhara gönderiniz. Evet size meşakkatta büyük rahat var. Zira fıtratı müteheyyic olan insanın rahatı, yalnız sa’y ve cidaldedir.
     
اِنَّ لَكُمْ فِى الْمَشَقَّةِ الرَّاحَةَ اِنَّ اْلاِنْسَانَ الْمُتَهَيِّجَةَ فِطْرَتُهُ رَاحَتُهُ فِى السَّعْىِ وَ الْجِدَالِ
(1)
        Seyahatımda beni tanıyamıyanlar kıyafetime bakıp, beni tacir zannedip derlerdi ki:
        – Sen tacir misin?
        C- Evet tacirim, hem de kimyagerim.
------------------------------------------------
(1): Şimdi anlıyorum ki, ne dediğimi anlamıyorsunuz. Zira ben siz oluyorum, anlamıyorum. Şunun büyük kardeşi olan “Ülema Reçetesi” daha mübhem konuşuyor. Demek beraber gezmekliğim lâzım. İşte ben de hayalimi terfik ettim.
Ses Yok