Zülfikar Risalesi | Zülfikar Birinci Makamı | 41
(1-134)

Resûli Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, hayvan ile içinden geçti. Tâ zamanımıza kadar o ağaç, iki ayak üstünde, muhterem bir vaziyette kaldı.

Altıncı Misâl: Hazreti Ya’lâ tarîkında nakli sahîh ile haber veriyor ki: Bir seferde, Talha veya Semure denilen bir ağaç geldi, Resûli Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın etrafında tavaf eder gibi döndü. Sonra yine yerine gitti. Resûli Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etti ki:

Yâni: O ağaç, Cenâbı Hak’tan istedi ki, bana selâm etsin.

Yedinci Misâl: Muhaddisler nakli sahîh ile İbni Mes’ud’dan beyân ediyorlar ki: İbni Mes’ud dedi: Batnı Nahl denilen nam mevkide, Nusaybin ecinnîleri ihtida için Resûli Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’a geldikleri vakit, bir ağaç o ecinnîlerin geldiklerini haber verdi. Hem İmâmı Mücâhid, o hadîste İbni Mes’ud’dan nakleder ki, o cinniler bir delil istediler. Resûli Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm bir ağaca emretti; yerinden çıkıp geldi, sonra yine yerine gitti. İşte cin tâifesine bir tek mu’cize kâfi geldi. Acaba bu mu’cize gibi bin mu’cizât işiten bir insan îmana gelmezse, cinnilerin

ta’bir ettikleri şeytanlardan daha şeytan olmaz mı?

Sekizinci Misâl: Sahîhi Tirmizî, nakli sahîh ile Hazreti İbni Abbas’tan haber veriyorlar ki: İbni Abbas dedi ki: Resûli Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm bir a’râbîye ferman etti:

“Ben, bu ağacın şu dalını çağırsam, yanıma gelse, îman edecek misin?” “Evet” dedi. Resûli Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm çağırdı. O urcun, ağacının başından kopup, Resûli Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın yanına atladı, geldi. Sonra emretti, yine yerine gitti.

İşte bu sekiz misâl gibi çok misâller var; çok tarîklerle nakledilmişler. Ma’lûmdur ki; yedi sekiz urgan toplansa, kuvvetli bir halat olur. Binâenaleyh şu en meşhur Sıddîkînı Sahâbeden, böyle müteaddid tarîklerle ihbar edilen şu mu’cizei şeceriye, elbette tevâtürü ma’nevî kuvvetindedir; belki tevâtürü hakîkidir. Zâten Sahâbeden sonra Tâbiînin eline geçtiği vakit, tevâtür sûretini alır. Husûsan Buhârî, Müslim, İbni Hibban, Tirmizî gibi kütübü sahîha; tâ zamanı sahâbeye kadar, o yolu,o kadar sağlam yapmışlar ve tutmuşlarki

Ses Yok