MEHMED TEVFİK YAKAMERCAN
l896'da Kastamonu'nun Küre mahallesinde dünyaya geldi. l5 Şubat l965'de İstanbul'da Ramazan Bayramından bir hafta sonra vefat etti ve Sahrayıcedit kabristanına defnedildi.
Mehmed Tevfik Yakamercan, Bediüzzaman'ın Kastamonulu talebe, dost ve hizmetkârlarından birzâttır. Güzel yazısıyla, kâtip olarak Üstada muhatap olmuş, l943'de Denizli'de hapishanede yatmıştı.
Mehmed Tevfik Yakamercan'ın dedesi Salih Efendi, Sultan Mahmud devrinde Yeniçeri ağalığına kadar yükselmiş. Sultan kendisine mükâfat ve taltif olarak elleriyle iki yakası mercanla kaplanmış bir hırka giydirmiş. Bu sebepten, Mehmed Tevfik Efendi kendisine Yakamercan'ı soy isim olarak almış.
Böyle asil ve neslen Osmanlı mensubu bir zat, Kastamonu'da Halk Partisinin kara günlerinde zincirlerle elleri bağlanarak, bir arabanın koltuk aralarında Denizli hapishanesine yollanmıştı.
Kendisi Kastamonu'da Ağa İmareti veya Yakup Ağa Camiinde imamlık yapardı. Kurrâ hafızdı. l943'de Denizli hapsinden beraat edip tahliye olduktan sonra İstanbul'a gelip yerleşmişti. İstanbul Müftülüğünde Mushafları Tetkik Heyeti reisliğinde bulunmuştu.
Kısa boylu, sakallı ve âlim bir zat olan Yakamercan, neşeli bir halde tatlı sedasıyla Kur'ân okurdu.
Kastamonu'da evleri Bediüzzaman'a yakındı. Hafız ve hattat olan hanımı ise Erenköy'de "Hoca Anne" diyerek anılırdı. Üstadın çamaşırlarını yıkardı. Hanımlarla birlikte ziyaretine de gittiklerini anlatan "Hoca Anne," çamaşırların çok temiz olduğunu, mis gibi koktuğunu ifade ediyordu.
Yakamercan'ın iki buçuk yaşındaki oğlu Zekâi vefat ettiği zaman Üstad kendisine "Çocuk Taziyenamesi"ni göndermişti.
Eski, kara ve karanlık günlerin dertli bir mensubu olan M. Tevfik Yakamercan'ın oğlu Ömer ise Üstadı son defa, l952'de İstanbul'da Akşehir Palas otelinde ziyaret etmişti.