ve cazibesine tâbi itikad etmek gibi göstermekle tarîk-i dalâlete sülûk ettiler.
Bütün kuvvetimle derim ki: Terakkimiz, ancak milliyetimiz olan İslâmiyetin terakkisiyle ve hakaik-i Şeriatın tecellisiyledir. Yoksa "Yürüyüşünü terk etti, başkasının da yürüyüşünü öğrenmedi" diye olan darb-ı mesele mâsadak olacağız.
Evet, hem şan u şeref-i millet-i İslâmiyye, hem sevab-ı âhiret, hem hamiyet-i milliye, hem hamiyet-i İslâmiye, hem hubb-u vatan, hem hubb-u din ile mütehassis olmalıyız. Zira müsennâ daha muhkemdir.
Ey Paşalar, Zabitler! Cinayetlerime ceza ve şimdi suallerime de cevab isterim. İslâmiyet ise insaniyet-i kübrâ... ve Şeriat ise medeniyet-i fuzla (en faziletli) olduğundan; Âlem-i İslâmiyet, medine-i fâzıla-i Eflâtuniye olmağa sezâdır. (Haşiye)
Birinci sual: Gazetelerin aldatmalarıyla meşrû bilerek, buradaki görenek ve âdete binâen cereyan-ı umumîye kapılan safdillerin cezası nedir?
------------------------------------------(Hâşiye): Bu sualler, kırk-elli masum mahpusun tahliyelerine sebeb oldu.