Divan-i Harbi Örfi | Divanı Harbi Örfi | 6
(3-81)

Cünun başımda yanar, ateş-i maâlîdir

Cünun başımda benim bir zekâ-i âlîdir.

Benim cünunuma rehber ziyâ-yı ulviyyet,

Benim cünunumu bekler azîm bir niyet...

Evet Said Nursî İstanbul’a, şûrezâr vilayat-ı şarkiyenin maarifsizlikle öldürülmek istenilen Yıldız siyasetlerine istikamet vermek azmiyle gelmişti. Daha İstanbul’a gelmeden Van’dan, Bitlis’ten, Mardin’den defaatla nefyolmasından İstanbul’a gelmesiyle beraber Merhum Sultan Abdülhamid tarafından suret-i ciddiyede tarassud altına aldırıldı. Birkaç kerre tevkif edildi. Nihayet bir gün geldi, Said Nursî’yi Üsküdar’a Toptaşı’na yolladılar. Çünki, hapishanede îkaz edilecek kimseler bulunmak muhtemeldi. Tımarhaneden ikide bir çıkartılıyor; maaş, rütbe tebşîr ediliyor. Hazret-i Said: "Ben memleketimde mekteb-medrese açtırmak üzere geldim, başka bir dileğim yoktur. Bunu isterim, başka bir şey istemem" diyordu... Tâbir-i âherle Bediüzzaman iki şey istiyordu: Vilâyat-ı şarkıyenin her tarafında dinî mektebler, medreseler açtırmak istiyor ve başka bir şey almamak istiyordu...

Arş-ı kanaat oldu behişt-i gına bize,Biz etmeyiz zemîn-i müdaraya ol emin.

Ses Yok