Divan-i Harbi Örfi | Divanı Harbi Örfi | 75
(3-81)

Bu zaman-ı mazide insan istidad-ı gayr-ı mütenahîye mâlik iken o kadar dar ve mahdud daire içinde hareket ediyordu ki: Güya insan iken hayvan gibi yaşadığından, efkâr ve ahlâkı o daire nisbetinde tedenni etmiş ve mahsur kalmıştı. Şimdi bu şer’î hürriyet-i âdilane eğer yaşasa ve bozulmazsa, fikr-i beşerin ağır zincirlerini paralamakla ve istidad-ı terakkiye karşı sedleri herc ü merc ederek o küçük daireyi dünya kadar tevsi’ edebilir. Hattâ benim gibi bir köylü adam, süreyya kadar ulvî olan idare-i umumîyi nazara alacak. Âmâl ve müyulatın filizlerini orada bağlayacak. Ve herbir fiil ve tavrının orada bir ihtizaz ile zîmedhal bulunacağından, himmeti Süreyya kadar teali ve ahlâkı o derece tekemmül ve efkârı memalik-i Osmaniye kadar tevessü’ edeceğinden; Eflatunları, İbn-i Sinaları ve Bismarkları, Dekartları ve Taftazanîleri inşâallah geri bırakacak. Bu kuvvetli Asya ve Rumeli tarlası çok şübban-ı vatan mahsulü vereceğinden kaviyyen ümidvarız.

Ses Yok