Asa-yı Musa | Onbirinci Mesele | 94
(76-96)

su ve hava gibi bu Nurları okuyup yazanlardan binler kişi îmanla kabre girdiğini isbat eden ve kendisine mensub talebelerini hiçbir yerde mağlub ve mahcûb etmeyen ve elyevm Kur’ân’ın semâvî dersleriyle ve Risâle-i Nur’un esâsâtiyle ve şâkirdlerinin zekâvetleriyle ve Meyve’nin Onuncu ve On Birinci Mes’ele ve çiçekleriyle firak ateşiyle gece-gündüz yanan kalblerimizi âb-ı hayat ve şarab-ı kevser gibi o mübârek “Mes’ele” ve “Çiçekler” ile kalblerimizin ateşini söndürüp sürûr ve feraha sevkeden...

Ve ey âlemin (Kur’ân-ı Azîmüşşan’ın kat’i vaadiyle ve tehdidi ile ve Risâle-i Nur’un keşf-i kat’isiyle ve merhum şâkirdlerinin müşâhedesiyle ve onlardaki keşf’el-kubur sâhiblerinin görmesiyle...) en çok korktuğu ölümü ehl-i îman için i’dam-ı ebedîden kurtarıp bir terhis tezkeresine çeviren ve âlem-i Nur’a gitmek için güzel bir yolculuk olduğunu isbat eden ve kâfir ve münafıklar için i’dam-ı ebedî olduğunu bildiren Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyân’ın, bin mu’cizat-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm ve kırk vech-i i’câzının tasdiki altında ihbarat-ı kat’iyyesiyle, ondan çıkan Risâle-i Nur’un en muannid düşmanlarını mağlub eden hüccetleriyle ve Nur şâkirdlerinin çok emârelerin ve tecrübelerin ve kanaatlarının teslimi ile o korkunç, karanlık, soğuk ve dar kabri, ehl-i îman için Cennet çukurundan bir çukur ve Cennet bahçesinin bir kapısı olduğunu isbat eden ve kâfir ve münâfık zındıklar için Cehennem çukurundan yılan ve akreplerle dolu bir çukur olduğunu isbat eden ve oraya gelecek olan Münker Nekir isminde melâikeleri ehl-i hak ve hakîkat yolunda gidenler için birer mûnis arkadaş yapan ve Risâle-i Nur’un şâkirdlerini talebe-i ulûm sınıfına dâhil edip Münker Nekir suâllerine Risâle-i Nur ile cevab verdiklerini merhum kahraman şehîd Hâfız Ali’nin vefatiyle keşfeden ve hayatta bulunanlarımızın da yine Risâle-i Nur’la cevab vermemizi rahmet-i İlâhîyeden duâ ve niyâz eden ve Hazret-i Kur’ânı, Kur’ân-ı Azîmüşşan’ın kırk tabakadan her tabakaya göre bir nev’i i’câz-ı ma’nevîsini göstermesiyle ve umum kâinata bakan kelâm-ı ezelî olmasiyle ve tefsiri olan Risâle-i Nur’un Mu’cizat-ı Kur’ân’iye ve Rumuzât-ı Semaniye risâleleriyle ve Risâle-i Nur gül fabrikasının serkâtibi gibi kahraman kardeşlerin ve şâkirdlerin fevkalâde gayretleriyle asr-ı saadetten beri böyle hârika bir sûrette mu’cizeli olarak yazılmasına hiç kimse kadir olmadığı halde Risâle-i Nur’un kahraman bir kâtibi olan Husrev’e “yaz!” emir buyurulmasiyle,

Səs yoxdur