Asa-yı Musa | Onbirinci Mesele | 95
(76-96)

Levh-i Mahfûz’daki yazılan Kur’ân gibi yazılması ve Kur’ân-ı Azîmüşşân’ın hak kelâmullah olduğunu ve bütün semâvî kitabların en büyüğü ve en efdali ve bir Fâtiha içinde binler Fâtiha ve bir İhlâs içinde binler İhlâs ve hurufâtının birden on ve yüz ve bin ve binler sevab ve hasene verdiklerini hiç görülmedik ve işitilmedik pek güzel ve hârika bir sûrette târif ve isbat eden;

Ve Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyân’ın bin üç yüz seneden beri i’câzını göstermesiyle ve muarızlarını durdurmasiyle ve Nur’un gözlere gösterir derecede zâhir deliller ile ve Nur şâkirdlerinin elmas kalemleriyle bu zamana kadar misli görülmedik Risâle-i Nur’un dünyaya ferman okuyan ve en mütemerrid ve muannidleri susturan Yirmi Beşinci Söz ve zeyilleri kırk vecihle i’câz-ı Kur’ânî olduğunu isbat eden...

Ve ey Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm’ın hak peygamber olduğuna ve umum yüz yirmi dört bin peygamberlerin efdali ve seyyidi olduğuna dâir binler mu’cizelerini “Mu’cizât-ı Ahmediye” (A.S.M.) nâmındaki Risâle-i Nur’u ile güzel bir sûrette isbat eden ve Kur’ân-ı Azîmüşşan’ın Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın rahmeten-lil-âlemîn olduğunu kâinatta i’lân etmesiyle ve Nur’un baştan nihayete kadar onun rahmeten-lil-âlemîn olduğunu bürhanlarla isbat etmesiyle ve o resulün ef’al ve ahvâli, kâinatta nümûne-i iktida olacak en sağlam, en güzel rehber olduğunu hatta körlere de göstermesiyle ve Anadolu ve husûsi memleketlerde Nur’un intişârı zamanında belâların ref’i ve susturulmasiyle musîbetlerin gelmesi şehâdetiyle;

Ve Nur şâkirdlerinin gâyet ağır müşkilâtlar içinde kemâl-i metanetle hizmet ve irtibatlariyle o Zât’ın (A.S.M.) sünnet-i seniyesine ittiba etmek ne kadar kârlı olduğunu ve bir sünnete bu zamanda ittiba’da yüz şehîdin ecrini kazandığını bildiren ve sadaka, kaza ve belâyı nasıl def’ediyorsa, Risâle-i Nur’un da Anadolu’ya gelecek kazayı, belâyı, yirmi senedir def’ettiğini aynelyakîn isbat eden üstad-ı ekremimiz efendimiz hazretleri!

Şimdi şu Risâle-i Nur’un beraati, başta siz sevgili Üstadımızı, sonra biz âciz kusurlu talebelerinizi, sonra âlem-i İslâmı sürûra sevk ederek, ikinci büyük bir bayram yaptırdığından siz mübârek Üstadımızın bu büyük bayram-ı şerifinizi tebrik ile ve yine üçüncü bayram olan Ramazan-ı Şerifinizi ve Leyle-i Kadrinizi tebrik, emsâl-i kesîresiyle müşerref olmaklığımızı niyâz ve biz kusurluların

Səs yoxdur