Asa-yı Musa | Beşinci Hücceti İmaniye | 187
(181-189)

Âdeta, kâinatta herkese görünen hikmet, rahmet, adâleti inkâr etmektir. Bu ise, en acib bir muhâldir ki; hadsiz bâtıl şeyler, içinde bulunur. Ehl-i dalâlet gelsin, baksın; gireceği ve düşündüğü kendi kabri gibi, kendi dalâletinde ne derece dehşetli bir zulmet, bir karanlık ve yılanların, akreplerin yuvası bir kuyu olduğunu görsün. Ve âhirete îman ise, Cennet gibi güzel ve nurânî bir yol olduğunu bilsin, îmana girsin.

Beşinci Nokta: “İki Mes’ele”dir.

Birinci Mes’ele: Sâni-i Zülcelâl, İsm-i Hakîm’in muktezasiyle, herşeyde en hafif sûreti, en kısa yolu, en kolay tarzı, en faideli şekli ehemmiyetle ta’kib ettiği gösteriyor ki; israf, abesiyet, faidesizlik, fıtratta yoktur. İsraf ise, İsm-i Hakîm’in zıddı olduğu gibi; iktisad, onun lâzımıdır ve düstûr-u esasıdır.

Ey iktisadsız israflı insan! Bütün kâinatın en esaslı düstûru olan iktisadı yapmadığından, ne kadar hilaf-ı hakîkat hareket ettiğini bil!

âyeti; ne kadar esaslı, geniş bir düstûru ders verdiğini anla!..

İkinci Mes’ele: İsm-i Hakem ve Hakîm, bedahet derecesinde Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın risâletine delâlet ve istilzâm ediyor denilebilir. Evet mâdem gâyet ma’nidar bir kitab, onu ders verecek bir muallim ister. Ve gâyet güzel bir cemâl, kendini görecek ve gösterecek bir âyine iktiza eder. Ve gâyet kemâlde bir san’at, teşhirci bir dellâl ister. Elbette herbir harfinde yüzer ma’nalar, hikmetler bulunan bu kitab-ı kebir-i kâinatın muhatabı olan nev-i insan içinde elbette bir rehber-i ekmel, bir muallim-i ekber bulunacak. Tâ ki, o kitabda bulunan kudsî ve hakîki hikmetleri ders verecek.. belki kâinattaki hikmetlerin vücûdunu bildirecek.. belki kâinatın hilkatindeki makasıd-ı Rabbânîyyenin zuhuruna, belki husulüne vesîle olacak.. ve umum kâinatta Hâlık tarafından gâyet ehemmiyetle izharını irâde ettiği kemâl-i san’atını, cemâl-i esmâsını bildirecek, âyinedarlık edecek.. ve o Hâlık, bütün mevcûdâtla kendini sevdirmek ve zîşuur mahlûklarından mukabele istediğinden, o zîşuurların nâmına birisi o geniş tezahürat-ı Rubûbiyyete karşı geniş bir ubûdiyet ile mukabele edip, berr ve bahri cezbeye getirecek, Semavât ve Arz’ı çınlatacak bir velvele-i teşhir ve takdis ile, o zîşuurların nazarını, o san’atların Sâni’ine çevirecek..

Səs yoxdur