Asa-yı Musa | Sekizinci Hücceti İmaniye | 200
(196-212)

Ve zemîn yüzünü dolduran ve nebâtât ve hayvânât denilen kudretinin hârikaları ve mu’cizeleri, mahdud ve maddeleri bir ve müteşabih olan yumurta ve yumurtacıklardan ve katrelerden ve habbe ve habbeciklerden ve çekirdeklerden; yanlışsız, mükemmel, süslü, alâmet-i fârikalı olarak yaratılışları, Sâni-i Hakîm’lerinin vücûduna ve vahdetine ve hikmetine ve hadsiz kudretine öyle bir şehâdettir ki, ziyanın Güneşe şehâdetinden daha kuvvetli ve parlaktır.

Hem hava, su, nur, ateş, toprak gibi hiçbir unsur yoktur ki, şuursuzluklariyle beraber, şuurkârane, mükemmel vazifeleri görmesiyle, basit ve istilâ edici, intizamsız, heryere dağılmakla beraber, gâyet muntazam ve mütenevvi meyveleri ve mahsulleri hazine-i gaybdan getirmesiyle, Senin birliğine ve varlığına şehâdeti bulunmasın.

Ey Fâtır-ı Kadîr! Ey Fettah-ı Allâm! Ey Fa’al-i Hallak! Nasıl Arz, bütün sekenesiyle Hâlıkının Vâcibü’l-Vücûd olduğuna şehâdet eder.. öyle de: Senin -ey Vâhid-i Ehad, ey Hannan-ı Mennan, ey Vehhab-ı Rezzâk!- Vahdetine ve Ehadiyetine, yüzündeki sikkesiyle ve sekenesinin yüzlerindeki sikkeleriyle ve birlik ve beraberlik ve birbiri içine girmek ve birbirine yardım etmek ve onlara bakan Rubûbiyyet isimlerinin ve fiillerinin bir olmak cihetinde, bedahet derecesinde Senin vahdetine ve ehadiyetine şehâdet, belki mevcûdât adedince şehâdetler eder.

Hem nasıl, zemîn bir ordugâh, bir meşher, bir ta’limgâh vaziyetiyle.. ve nebâtât ve hayvânât fırkalarında bulunan dört yüz bin muhtelif milletlerin ayrı ayrı cihâzâtları muntazaman verilmesiyle, Senin Rubûbiyyetinin haşmetine ve kudretinin herşeye yetişmesine delâlet eder; öyle de: Hadsiz bütün zîhayatın ayrı ayrı rızıkları, vakti vaktine kuru ve basit bir topraktan, rahîmane, kerîmane verilmesi ve hadsiz o efradın kemâl-i müsahhariyetle evâmir-i Rabbânîyyeye itaatleri, rahmetinin herşeye şümulünü ve hâkimiyetinin herşeye ihâtasını gösteriyor.

Hem, zemînde değişmekte bulunan mahlûkat kafilelerinin sevk ve idareleri, mevt ve hayat münavebeleri; ve hayvan ve nebâtâtın idare ve tedbirleri dahi, herşeye taalluk eden bir ilim ile ve herşeyde hükmeden nihayetsiz bir hikmetle olabilmesi, senin ihâta-i ilmine ve hikmetine delâlet eder. Hem, zemînde kısa bir zamanda hadsiz vazifeler gören ve hadsiz bir zaman yaşayacak gibi isti’dâd ve ma’nevî cihâzât ile techiz edilen ve zemîn mevcûdâtına tasarruf eden insan için,

Səs yoxdur