Lemalar | Onyedinci Lema | 133
(113-138)

Yâni: Medâr-ı necat ve halâs, yalnız ihlâstır. İhlası kazanmak çok mühimdir. Bir zerre ihlâslı amel, batmanlarla hâlis olmayana müreccahtır. İhlâsı kazandıran harekâtındaki sebebi, sırf bir Emr-i İlâhî ve neticesi Rıza-yı İlâhî olduğunu düşünmeli ve Vazife-i İlâhîyyeye karışmamalı. Herşeyde bir ihlâs var. Hatta muhabbetin de ihlâs ile bir zerresi, batmanlarla resmî ve ücretli muhabbete tereccüh eder. İşte bir zât bu ihlâslı muhabbeti böyle ta’bir etmiş:

yâni: “Ben muhabbet üzerine bir rüşvet, bir ücret, bir mukabele, bir mükâfat istemiyorum. Çünkü: Mukabilinde bir mükâfat, bir sevab istenilen muhabbet zaîftir, devamsızdır.” Hatta hâlis muhabbet, fıtrat-ı insaniyede ve umum validelerde dercedilmiştir. İşte bu hâlis muhabbete tam ma’nasiyle validelerin şefkatleri mazhardır. Valideler o sırr-ı şefkat ile, evlâdlarına karşı muhabbetlerine bir mükâfat, bir rüşvet istemediklerine ve taleb etmediklerine delil; ruhunu, belki saadet-i uhreviyesini de onlar için feda etmeleridir. Tavuğun bütün sermayesi kendi hayatı iken, yavrusunu itin ağzından kurtarmak için -Husrev’in müşahedesiyle- kafasını ite kaptırır.

Dördüncü Mes’ele: Esbâb-ı zâhirîye eliyle gelen ni’metleri, o esbâb hesabına almamak gerektir. Eğer o sebeb ihtiyar sâhibi değilse -meselâ hayvan ve ağaç gibi- doğrudan doğruya Cenâb-ı Hak hesabına verir. Mâdem o, lîsan-ı hal ile Bismillâh der, sana verir. Sen de Allah hesabına olarak Bismillâh de, al. Eğer o sebeb ihtiyar sâhibi ise; o Bismillâh demeli, sonra ondan al, yoksa alma. Çünkü

Âyetinin ma’na-yı sarihinden başka bir ma’na-yı işarîsi şudur ki: “Mün’im-i Hakîkiyi hatıra getirmeyen ve onun nâmiyle verilmeyen ni’meti yemeyiniz!” demektir. O halde hem veren Bismillâh demeli, hem alan Bismillâh demeli. Eğer o Bismillâh demiyor; fakat sen de almaya muhtaç isen; sen Bismillâh de, onun başı üstünde Rahmet-i İlâhîyyenin elini gör, şükür ile öp, ondan al. Yâni ni’metten in’ama bak, in’amdan Mün’im-i Hakîkiyi düşün. Bu düşünmek bir şükürdür. Sonra o zâhirî vâsıtaya istersen duâ et. Çünkü o ni’met onun eliyle size gönderildi.

Esbâb-ı zâhirîyeyi perestiş edenleri aldatan; iki şeyin beraber gelmesi veya bulunmasıdır ki, “iktiran” ta’bir edilir, birbirine illet zannetmeleridir. Hem bir şeyin ademi, bir ni’metin ma’dûm olmasına illet olduğundan, tevehhüm eder ki: O şeyin vücûdu dahi, o ni’metin vücûduna illettir.

Səs yoxdur