Sözler | YirmiBeşinci Söz | 365
(365-462)
YİRMİBEŞİNCİ SÖZ

Mu’cizât-ı Kur’aniyye Risalesi

Elde Kur’an gibi bir mu’cize-i bâki varken, başka bürhân aramak aklıma zaid görünür.

Elde Kur’an gibi bir bürhân-ı hakîkat varken, münkirleri ilzam için gönlüme sıklet mi gelir?


İHTAR

(Şu Söz’ün başında beş şuleyi yazmak niyet ettik. Fakat birinci şûle’nin âhirlerinde eski hurufâtla tab’etmek için gayet sür’atle yazmağa mecbur olduk. Hattâ bâzı gün yirmi-otuz sahifeyi iki-üç saat içinde yazıyorduk. Onun için üç şûleyi ihtisâren, icmâlen yazarak iki şûleyi de şimdilik terkettik. Bana ait kusurlar ve noksaniyetler ve işkâl ve hatâlara nazar-ı insaf ve müsamahâ ile bakmalarını ihvanlarımızdan bekleriz.)

Bu Mu’cizât-ı Kur’aniyye Risalesindeki ekser âyetlerin herbiri, ya mülhidler tarafından medâr-ı tenkid olmuş veya ehl-i fen tarafından itiraza uğramış veya cinnî ve insî şeytanların vesvese ve şüphelerine maruz olmuş âyetlerdir. İşte bu “Yirmibeşinci Söz” öyle bir tarzda o âyetlerin hakîkatlarını ve nüktelerini beyân etmiş ki, ehl-i ilhad ve fennin kusur zannettikleri noktalar i’câzın lemaâtı ve belâgât-ı Kur’aniyyenin kemâlâtının menşe’leri olduğu, ilmî kaideleriyle isbat edilmiş. Bulantı vermemek için onların şüpheleri zikredilmeden cevab-ı kat’î verilmiş.



gibi... Yalnız Yirminci Söz’ün Birinci Makamı’nda üç-dört âyette şüpheleri söylenmiş. Hem bu Mu’cizât-ı Kur’aniyye Risalesi gerçi gayet muhtasar ve acele yazılmış ise de, fakat ilm-i belâgat ve ulûm-u Arabiyye noktasında, âlimlere hayret verecek derecede âlimâne ve derin ve kuvvetli bir tarzda beyân edilmiş. Gerçi her bahsini her ehl-i dikkat tam anlamaz, istifâde etmez. Fakat o bahçede herkesin ehemmiyetli hissesi var. Pek acele ve müşevveş hâletler içinde te’lif edildiğinden ifade ve ibaresinde kusur var olmasıyla beraber ilim noktasında çok ehemmiyetli mes’elelerin hakîkatını beyân etmiş.

Said Nursî

Səs yoxdur