Tarihçe-i Hayat | Birinci Kısım - İlk Hayatı | 138
(30-149)

İstanbul’un yabancılar tarafından işgali sıralarında, İngiliz Anglikan Kilisesinin, Meşihat-i İslâmiyeden sorduğu altı suâline, altı tükrük ma’nasında verdiği mâkul ve sert cevabları, onun derece-i cesaret ve kemâlât ve şecaatını fiilen göstermektedir. “Hutuvat-ı Sitte”yi neşrettiği zaman, Çanakkale’de muharebe oluyordu. İstanbul’un işgalini müteakib İngiliz Baş Kumandanına bu eser gösterilir ve Bediüzzaman’ın bütün kuvvetiyle aleyhte bulunduğu kendisine ihbar edilir. O cebbar kumandan, idam karariyle vücûdunu ortadan kaldırmak istedi ise de; fakat kendisine, Bediüzzaman idam edilirse, bütün Şarkî Anadolu, İngilize ebediyen adâvet edeceği ve aşiretler her ne pahasına olursa olsun isyan edecekleri söylenmesi üzerine bir şey yapamaz.

İstanbul’da, İngilizler desîseleriyle Şeyh-ül-İslâmı ve diğer ba’zı ulemayı lehlerine çevirmeğe çalışmalarına mukabil, Bediüzzaman, “Hutuvat-ı Sitte” adlı eseri ve İstanbul’daki faaliyeti ile; İngiliz’in Âlem-i İslâm ve Türkler aleyhindeki müstemlekecilik siyasetini ve entrikalarını, tarihî düşmanlığını etrafa neşrederek, Anadoludaki Millî Kurtuluş Hareketini desteklemiş, bu hususta en büyük âmillerden birisi olmuştu.

Bu hizmetine dâir kendi ifadesinden bir parça:

“Bir zaman İngiliz Devleti, İstanbul Boğazının toplarını tahrib ve İstanbul’u istilâ ettiği hengâmda, o devletin en büyük dâire-i dîniyesi olan Angilikan Kilisesinin Baş Papazı tarafından, Meşihat-ı İslâmiyeden dîni altı suâl soruldu. Ben de o zaman, Dârül-Hikmetil-İslâmiyenin azası idim. Bana dediler: “Bir cevap ver. Onlar, altı suâllerine altı yüz kelime ile cevab istiyorlar.” Ben dedim: “Altı yüz kelime ile değil, altı kelime ile değil, hattâ bir kelime ile değil, belki bir tükrük ile cevab veriyorum. Çünkü o devlet, işte görüyorsunuz ayağını boğazımıza bastığı dakikada, onun papazı mağrurane üstümüzde suâl sormasına karşı yüzüne tükürmek lâzım geliyor... Tükürün o ehl-i zulmün o merhametsiz yüzüne!.. demiştim.”

* * *

İstanbul’daki bu çok ehemmiyetli ve muvaffakıyetli hizmetinden, Türk Milletine pek ziyâde menfaatler husule geldiğini müşahede eden Ankara Hükümeti; Bediüzzaman’ın kıymet ve ehemmiyetini takdir ederek, Ankara’ya dâvet ederler. M. Kemâl Paşa, şifre ile dâvet etmiş ise de, cevaben:

Səs yoxdur