Tarihçe-i Hayat | Birinci Kısım - İlk Hayatı | 141
(30-149)

Ve dahilî bütün firak-ı dâlle-i İslâmiye, birer kemmiyye-i kalile-i muzırra sûretinde mahkûm kaldığı ve İslâmiyet, metânetini ve salâbetini sünnet ve cemâatle muhafaza eylediği bir zamanda, lâubaliyane, Avrupa medeniyet-i habisesinden süzülen bir cereyan-ı bid’akârâne sinesinde yer tutamaz. Demek Âlem-i İslâm içinde mühim ve inkılâbvari bir iş görmek; İslâmiyetin desâtirine inkıyad ile olabilir; başka olamaz, hem olmamış, olmuş ise çabuk ölüp sönmüş.

8— Zaaf-ı dîne sebeb olan Avrupa medeniyet-i sefihânesi yırtılmaya yüz tuttuğu bir zamanda ve medeniyet-i Kur’ânın zaman-ı zuhuru geldiği bir anda, lâkaydane ve ihmalkârane müsbet bir iş görülmez. Menfice tahribkârane iş ise, bu kadar rahnelere ma’rûz kalan İslâm, zaten muhtaç değildir.

9— Sizin muzafferiyetinizi ve hizmetinizi takdir eden ve sizi seven cumhur-u mü’minîndir ve bilhassa tabaka-i avamdır ki, sağlam müslümanlardır. Sizi ciddî sever ve tutar ve size minnettardır; ve fedakârlığınızı takdir ederler; ve intibaha gelmiş en cesim ve müdhiş bir kuvveti size takdim ederler. Siz dahi, evâmir-i Kur’âniyeyi imtisâl ile onlara ittisal ve istinâd etmeniz, maslahat-ı İslâm nâmına zarûridir. Yoksa, İslâmiyetten tecerrüd eden bedbaht, milliyetsiz, Avrupa meftunu, frenk mukallidlerini avam-ı müslimîne tercih etmek, maslahat-ı İslâma münafi olduğundan; Âlem-i İslâm, nazarını başka tarafa çevirecek ve başkasından istimdâd edecektir.

10— Bir yolda dokuz ihtimal-i helâket, tek bir ihtimal-i necat varsa; hayatından vazgeçmiş mecnun bir cesur lâzım ki o yola sülûk etsin. Şimdi, yirmi dört saatten bir saati işgal eden namaz gibi zarûriyat-ı dîniyenin imtisâlinde yüzde doksan dokuz ihtimal-i necat var; yalnız gaflet, tenbellik haysiyetiyle, bir ihtimâl zarar-ı dünyevî olabilir. Halbuki feraizin terkinde, doksan dokuz ihtimal-i zarar var. Yalnız gaflete, dalâlete istinâd eden tek bir ihtimal-i necat olabilir.

Acaba, dîne ve dünyaya zarar olan ihmâl ve feraizin terkine ne bahâne bulunabilir? Hamiyet nasıl müsaade eder? Bahusûs, bu mücahidîn kumandanlar ve büyük meclis taklid edilir. Kusurlarını, millet ya taklid veya tenkid edecek. İkisi de zarardır. Demek onlarda hukukullah, hukuk-u ibadı da tazammun ediyor.

Səs yoxdur