Tarihçe-i Hayat | Birinci Kısım - İlk Hayatı | 40
(30-149)

Tillo’da iken, bir gece Şeyh Abdülkadir-i Geylânî (K.S.) Hazretlerini ru’yasında görür. Geylânî Hazretleri (K.S.) kendisine hitaben:

− Molla Said! Mîran aşireti reisi Mustafa Paşaya gidiniz ve kendisini tarik-i hidayete davet ediniz; yaptığı zulümden vazgeçerek namaza ve emr-i mârufa müdavim olmasını tavsiye ediniz. Aksi takdirde öldürünüz.

Molla Said, bu ru’yayı görür görmez, hemen tedarikini yaparak Mîran aşiretine doğru Tillo’dan hareket eder, doğruca Mustafa Paşa’nın çadırına girer. Paşa orada bulunmadığından, biraz istirahat eder. Sonra Mustafa Paşa içeri girer. Orada hazır olanların hepsi kıyam ettikleri halde Molla Said yerinden bile kımıldanmaz. Paşanın nazar-ı dikkatini celbedince, aşiret binbaşılarından Fettah Beyden kim olduğunu sorar. Fettah Bey, meşhur Molla Said olduğunu bildirir. Halbuki Paşa, ulemâdan hiç hoşlanmazdı. Şüphesiz bunun üzerine daha fazla kızmış ise de izhar etmemişti. Molla Saide ne için buraya geldiğini sorunca, Molla Said cevaben:

− Seni hidayete getirmeye geldim. Ya zulmü terkedip namazını kılacaksın veyahud seni öldüreceğim! demesinden paşa hiddetlenerek dışarı çıkar. Biraz dolaştıktan sonra yine çadıra girer ve Molla Said’e ne için geldiğini tekrar sorar. Molla Said:

− Sana söyledim ya.. onun için geldim, der. Mustafa Paşa çadırın direğinde asılı bulunan Said’in kılıncına işaret ederek:

− Bu pis kılınçla mı?

Bediüzzaman:

− Kılınç kesmez, el keser cevabında bulunur.

Mustafa Paşa; tekrar dışarıya çıkarak biraz gezindikten sonra içeriye girer. Bediüzzaman’a:

Səs yoxdur