Tarihçe-i Hayat | Birinci Kısım - İlk Hayatı | 90
(30-149)

İstikbâl, yalnız ve yalnız İslâmiyetin olacak; ve hâkim, hakâik-ı Kur’âniye ve îmaniye olacak. Bu dâvama çok bürhanlardan ders almışım. Şimdi o bürhanlardan mukaddematlı bir buçuk bürhanı zikredeceğim. O bürhanın mukaddematına başlıyoruz.

İslâmiyet hakâiki; hem ma’nen, hem maddeten terakki etmeye kabil ve mükemmel bir isti’dâdı var.

Birinci cihet olan ma’nen terakki ise, biliniz: Hakîki vukuatı kaydeden tarih, hakîkata en doğru şâhiddir. İşte tarih bize gösteriyor, hatta Rus’u mağlûb eden Japon Başkumandanının İslâmiyetin hakkaniyetine şehâdeti de şudur ki: “Hakîkat-ı İslâmiyenin kuvveti nisbetinde ve müslümanlar o kuvvete göre hareket etmeleri derecesinde ehl-i İslâm temeddün edip terakki ettiğini tarih gösteriyor ve ehl-i İslâmın, hakîkat-ı İslâmiyede zafiyeti derecesinde tevahhuş ettiklerini vahşete ve tedenniye düştüklerini ve herc ü merc içinde belâlara, mağlûbiyetlere düştüklerini tarih gösteriyor. Sâir dinler ise bil’akisdir.”

.........................................................................................

“Eğer biz ahlâk-ı İslâmiyenin ve hakâik-ı îmaniyenin kemâlâtını ef’alimizle izhâr etsek, sâir dinlerin tâbileri, elbette cemâatlerle İslâmiyete girecekler. Belki Küre-i Arzın ba’zı kıt’aları ve devletleri de İslâmiyete dehâlet edecekler.”

“Ey bu Câmi-i Emevîdeki kardeşlerim gibi, Âlem-i İslâmın câmi-i kebîrinde olan kardeşlerim! Siz de ibret alınız. Bu kırk beş senedeki bu dehşetli hâdisattan ibret alınız, tam aklınızı başınıza alınız, ey mütefekkir ve akıl sâhibi ve kendini münevver telâkki edenler!

Hâsıl-ı kelâm: Biz Kur’ân şâkirdleri olan müslümanlar, bürhana tâbi oluyoruz. Akıl ve fikir ve kalbimizle hakâik-ı îmaniyeye giriyoruz. Başka dinlerin ba’zı efratları gibi, ruhbanları taklid için bürhanı bırakmıyoruz. Onun için akıl ve ilim ve fennin hükmettiği istikbâlde, elbette bürhan-ı aklîye istinâd eden ve bütün hükümlerini akla tesbit ettiren Kur’ân hükmedecek!.

Səs yoxdur