Tarihçe-i Hayat | Dördüncü Kısım - Kastamonu Hayatı | 386
(281-398)

Ey şiddet-i zuhûrundan gizlenmiş ve ey azamet-i Kibriyasından istitar etmiş olan Zât-ı Akdes! Zeminin bütün takdisat ve tesbihatiyle; seni kusurdan, aczden, şerikten takdis ve bütün tahmidat ve senalariyle sana hamd ve şükrederim.

Ey Rabbül-Berri Vel-Bahr! Kur’ân’ın dersiyle ve Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın tâlimiyle anladım ki: Nasıl gökler ve feza ve zemin Senin birliğine ve varlığına şehâdet ederler.. öyle de: Bahirler, nehirler ve çeşmeler ve ırmaklar, Senin Vücûb-u vücûduna ve vahdetine bedahet derecesinde şehâdet ederler. Evet, bu dünyamızın menba-ı acâib buhar kazanları hükmünde olan denizlerde hiçbir mevcûd, hatta hiçbir katre su yoktur ki; vücûdiyle, intizamiyle, menfaatiyle ve vaziyetiyle hâlikını bildirmesin. Ve basit bir kumda ve basit bir suda rızıkları mükemmel bir sûrette verilen garib mahlûklardan ve hilkatları gâyet muntazam hayvanat-ı bahriyeden, husûsan bir tanesi bir milyon yumurtacıkları ile denizleri şenlendiren balıklardan hiç birisi yoktur ki, hilkatiyle ve vazîfesiyle ve idare ve iaşesiyle ve tedbir ve terbiyesiyle yaratanına işâret ve rezzâkına şehâdet etmesin. Hem, denizde; kıymetdar, hâsiyetli, zînetli cevherlerden hiç birisi yoktur ki, güzel hilkatiyle ve câzibedar fıtratiyle ve menfaatli hâsiyetiyle seni tanımasın, bildirmesin.

Evet, onlar birer birer şehâdet ettikleri gibi, hey’et-i mecmûasiyle, beraberlik ve birbiri içinde karışmak ve sikke-i hilkatte birlik ve îcadça gâyet kolay ve efrâdça gâyet çokluk noktalarından, senin vahdetine şehâdet ettikleri gibi; arzı, toprağıyla beraber bu küre-i arzı kuşatan muhit denizlerini muallâkta durdurmak ve dökmeden ve dağıtmadan Güneşin etrafında gezdirmek ve toprağı istilâ ettirmemek.. ve basit kumundan ve suyundan, mütenevvi ve muntazam hayvanatını ve cevherlerini halketmek.. ve erzak vesâir umurlarını küllî ve tam bir sûrette idare etmek ve tedbirlerini görmek.. ve yüzünde bulunmak lâzım gelen hadsiz cenazelerinden hiç birisi bulunmamak noktalarından, Senin varlığına ve Vâcibül-Vücûd olduğuna mevcûdâtı adedince işâretler ederek şehâdet eder.

Səs yoxdur