Tarihçe-i Hayat | Beşinci Kısım - Denizli Hayatı | 420
(399-452)

Halbuki on yedi milyon bu kıyafete girdi?” Ben de dedim: On yedi milyon değil, belki yedi milyon da değil, belki rızasiyle ve kalben kabuliyle ancak yedi bin Avrupa-perest sarhoşların kıyafetlerine ruhsat-ı şer’iyye ve cebr-i kanûnî cihetiyle girmektense; azîmet-i şer’iyye ve takva cihetiyle, yedi milyar zâtların kıyafetlerine girmeyi tercih ederim. Benim gibi yirmi beş senedenberi hayat-ı içtimâîyeyi terkeden adama “inâd ediyor; bize muhalifdir.” denilmez. Haydi inad dahi olsa, mâdem Mutsafa Kemâl o inadı kıramadı ve iki mahkeme kırmadı ve üç vilâyetin hükümetleri onu bozmadı; siz neci oluyorsunuz ki, beyhûde hem milletin, hem hükümetin zararına, o inadın kırılmasına çabalıyorsunuz? Haydi siyasî muhalif de olsa, mâdem tasdikınız ile yirmi senedir dünya ile alâkasını kesen ve ma’nen yirmi senedenberi ölmüş bir adam, yeniden dirilip, faidesiz kendine çok zararlı olarak hayat-ı siyasiyeye girerek sizin ile uğraşmaz; bu halde onun muhalefetinden tevehhüm etmek, divâneliktir. Divânelerle ciddî konuşmak dahi bir divânelik olmasından, sizin gibilerle konuşmayı terkediyorum. “Ne yaparsanız minnet çekmem!” dediğim, onları hem kızdırdı, hem susturdu. Son sözüm;



* * *

Səs yoxdur