Meyve Risalesi | Altıncı Mesele | 33
(27-34)

İşte bu fenlere kıyasen, yüzer fünundan herbir fen, geniş mikyasiyle ve hususî aynasiyle ve dûrbinli gözüyle ve ibretli nazariyle bu kâinatın Hâlik-i Zülcelâlini esmasiyle bildirir. Sıfâtını, kemâlâtını tanıttırır.

İşte bu muhteşem ve parlak bir bür-han-ı Vahdâniyet olan mezkûr hücceti ders vermek içindir ki; Kur’an-ı Mûcizü’lbeyan çok tekrar ile en ziyade

ve

âyetleriyle Hâlikımızı bize tanıttırıyor; diye o mektepli gençlere dedim. Onlar dahi tamamiyle kabul edip tasdik ederek:

"Hadsiz şükür olsun Rabbimize ki; tam kudsi ve ayn-ı hakikat bir ders aldık. Allah senden razı olsun." Dediler.

Ben de dedim: İnsan binler çeşit elemler ile müteellim ve binler nev’i lezzetler ile mütelezziz olacak bir zîyahat makine ve gayet derece acziyle beraber hadsiz maddî, mânevî düşmanları ve nihayetsiz fakriyle beraber hadsiz zâhirî ve bâtinî ihtiyaçları bulunan ve mütemadiyen zeval ve firak tokatlarını yiyen bir bîçare mahluk iken,

Ses Yok