Gençlik Rehberi | Gençlik Rehberi | 268
(7-272)

Şu kâinat semasının gurubu olmayan, manevî güneşi Kur’an-ı Kerim; şu mevcudat kitab-ı kebirinin âyât-ı tekviniyesini okutturmak, mahiyetini göstermek için şuaları hükmünde olan envârını neşrediyor. Beşerin aklını tenvir ile sırat-ı müstakimi gösteriyor. Beşeriyet âleminde her ferd; hilkatindeki maksadlar ve fıtratındaki arzular ve istikametindeki gayesini, o hidayet güneşinin nuru ile görür ve bilir. O hidayet nurunun tecellisine mazhar olanlar; kalb kabiliyeti nisbetinde ona âyinedarlık ederek yakınlık kesbeder. Eşya ve hayatın mahiyeti; o nur ile tezahür ederek ancak o nur ile görünür, anlaşılır ve bilinir. Ezelî Güneş’in manevî hidayet nurlarını temsil eden Kur’an-ı Kerim, akıl ve kalb gözüyle hak ve hakikatı görmeyi temin eder. Onun nurundan uzakta kalanlar zulmette kalırlar. Zira her şey nur ile görünür, anlaşılır ve bilinir. İşte şu hakikatın manevî ve sermedî güneşi olan Kur’an-ı Kerim’in nur tecellisine

Ses Yok