28. Lemadan bazı ayetler | 28. Lemadan bazı ayetler | 1
(1-20)
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَاْلاِنْسَ اِلاَّ لِيَعْبُدُونِ *مَا اُرِيدُ مِنْهُمْ مِنْ رِزْقٍ وَمَا اُرِيدُ اَنْ يُطْعِمُونِ *اِنَّ اللَّهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ اْلمَتِينُ
YİRMİ SEKİZİNCİ LEM'A
(Sadâkatte namdar, safvet-i kalbde mümtaz Süleyman Rüşıtü ile bir muhâvere-i lâtife münasebetiyle) BÜYÜK BİR ÂYETİN KÜÇÜK BİR NÜKTESİDİR. Şöyle ki: Güz mevsiminde, sineklerin terhisat zamanına yakın bir vakitte, hodgâm insanlar, cüz'î tâcizleri için sinekleri itlâf etmek üzere hapishanedeki odamızda bir ilâç istimâl ettiler. Benim fazla rikkatime dokunmuştu. Odamda çamaşır ipi vardı. Bilâhare, o insanların inadına, sinekler daha ziyade çoğaldılar. Akşam vaktinde, o küçücük kuşlar, o ip üstünde gayet muntazam diziliyorlardı. Çamaşırları sermek için Rüştü'ye dedim: "Bu küçücük kuşlara ilişme; başka yere ser" O da, kemâl-i ciddiyetle: "Bu ip bize lâzımdır; sinekler başka yerde kendilerine yer bulsun." Her ne ise...Bu lâtife münâsebetiyle, seher vaktinde sinek ve karınca gibi kesretli küçük hayvanlardan bahis açıldı. Ona dedim ki: Böyle nüshaları çoğalan nevilerin ehemmiyetli vazifeleri ve kıymetleri vardır. Evet, bir kitap, kıymeti nisbetinde nüshaları teksir edilir. Demek, sinek cinsi de ehemmiyetli vazifesi ve büyük kıymeti var ki, Fâtır-ı Hakim, o küçücük kaderî mektupları ve kudret kelimelerinin nüshalarını çok teksir etmiş.

Evet, Kur'ân-ı HakiminCenâb-ı Haktan başka, bütün esbab ve ulûhiyetleri ehl-i dalâlet tarafından dâvâ edilen âliheler içtimâ etse, bir sineği halk edemezler. Yani, sineğin hilkati öyle bir mûcize-i Rabbâniyedir ve bir âyet-i Tekvîniyedir ki, bütün esbab toplansa, onun mislini yapamazlar O ayet-î Rabbâniyeye muâraza edemezler taklidini yapamazlar meâlindeki âyetine ehemmiyetli bir mevzu teşkil eden ve Nemrud'u mağlûp eden; ve Hazret-i Mûsâ (a.s.) onların tâcizlerine karşı müştekiyâne, "Yâ Rab, bu muacciz mahlûkları ne için bu kadar çoğaltmışsın?" deyince, ilhâmen cevap gelmiş ki: "Sen bir defa sineklere itiraz ettin. Bu sinekler çok defa sual ediyorlar ki: 'Yâ Rab, bu koca kafalı beşer Seni yalnız bir lisân ile zikrediyor. Bazı da gaflet ediyor.

Eğer yalnız kafasından bizleri halk etseydin, binler lisân ile sana zikredecek bizim gibi mahlûklar olurlardı" diye, Hazret-i Mûsâ'nın (a.s.) şekvâsına bin itiraz kuvvetinde hikmet-i hilkatini müdafaa eden sineğin; hem gayet nezâfetperver, her vakit abdest alır gibi yüzünü, gözünü, kanatlarını temizleyen bu tâife, elbette mühim bir vazifesi vardır. Hikmet-i beşeriyenin nazarı kasırdır; daha o vazifeyi ihâta edememiş.
Ses Yok