Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 157
(1-445)
ç- İhtiyarımız dışında olarak bazı hadîslerin me'hazleri çok fazla, bazıların da nisbeten az verilmiştir. Bu iş kasıd ve ihtiyar ile olmuş olsaydı, hepsi için aynı tempo ile gidebilirdik. Araştırmamız hengâmında bazılarının me'hazleri fazlaca göze ilişmiş, diğerlerinin biraz daha az olmuş... Yoksa bazılarına çok, bir kısmına az ehemmiyet verilmiş diye bir şey mevzu-u bahis değildir.
d- Risale-i Nur'da yer alan bazı hadîsler, Nurlar'ın bazan bir kaç yerinde ya lafzıyla, ya da manası ve meâliyle mükerrer olarak bulunabilmektedir. Böylesi hadîs-i şerifler, Nur'ların nerelerinde ve kaç kere tekrarlandığını yazmışız. Lâkin bunu tam lâyıkıyla tesbit edememiş olabiliriz. Şayet okuyucu, cetvelde bir hadîs kayıtlı bulunduğu halde, başka yerde de bulunabilen aynı hadîsin yer olarak sahife numarasını bulamazsa, onu kendisi cetvelde yazılı olanına me'hazi itibariyle tatbikini yapabilir.
f- Tesbit edip kaydedebildiğimiz kadarıyla, Nurlar'daki yekûn hadîs, haber ve eserler bin küsûrdur. Ortalama herbirisi için onar me'haz verilmiş ise, bu takdirde onbin defa hadîs kitaplarına bakılmış ve me'haz tesbiti yapılmış demektir. Buna rağmen yine de cetvelde verdiğimiz me'hazler nümuneler mesabesindedir. Eğer şahsen ve bizzat araştırıp da, kitabın cild ve sahife numarasını aynen gördükten sonra kaydederek değil de, hadîs mucemleri ve indeksli fihristli kitaplarından da faydalanıp yerler göstermiş olsaydık, daha bir çok me'hazler vermek mümkün olabilirdi. Yalnız şu vardır ki, me'haz için bir hadîsin yerini ararken; bizden evvel yazılmış ve o hadîsin başka bir kaç me'hazını vermiş bulunan kitaplardan da tek-tük istifade ettik. Bunlar me'haz hadîs kitapları cetvelinde isimleri bulunmayan ve fakat hadîsler cetvelinde isimleri yazılı kitaplardır. Şayet bunlarda yanlışlar düşse, bize ait olmaması lâzımdır.
Hadîs, haber ve eserden başka, cetvelde nâdir olarak bazı mühim zatların söz veya şiirleri de kaydedilmiş. Bunların da hadîsler cetveli sıra numaralarında yerler almıştır. Bunların yazılmasından ve me'hazleri verilmesinden gayemiz ise, ibretli sözler, ilginç şiirler ve hakikatlı manalar taşıdıkları ve mühim zatlardan geldiği ve bunlarla beraber Hz. Üstad'ın Nur Risalelerinde ehemmiyetle kaydettiği içindir. Meselâ, Geylanî Hazretlerinin gibi mühim sözler...
g- Kur'an Âyetleri cetvelinde olduğu gibi, hadîsler cetvelinde Risale-i Nur kitaplarının birincisi olan Sözler Mecmuasının başından başlayıp, tâ Barla Lâhikası, tâ Âsâr-ı Bediiye gibi eserleri belli bir sıraya göre tanzim edilmiştir. Meselâ Sözler'in başında bulunan bir hadîs-i şerif, Sözler'in kalan kısmı dâhil, daha Nur Risalelerinin nerelerinde varsa sahife numaraları verilmek suretiyle tesbiti yapılmış, Nurlar'daki mükerrerleri ayrı ayrı kaydedilmiştir.
ğ- Her bir hadîs, haber ve eserin altında bazan ona ve onbeşe yaklaşan me'hazleri verilmiş. O me'hazlerde, değişik lafızlarda bulunabilen o hadîs, haber ve eserin ayrı ayrı zabıt suretlerini değil, içlerinden sadece bir me'hazin zabıt şekli kaydedilmiştir. Bu meâller bazan o hadîsin mânasının hülâsasıdır. İzaha, yoruma girmemişiz. Zira bu kitabın hazırlanmış durumu, ona imkân vermemektedir.
h- Risale-i Nur'lardaki hadîsler, bazan bil-mâna veya iktibas tarzında olduğu için, me'hazlerdeki hadîslerin zabıt suretlerine tıpa-tıp lafızları uymayabilir. Hadîs-i şeriflerin gerek bil-mâna ile, gerekse iktibas tarzıyla alınması caiz ve müstahsen olduğu hakkında icma'ın bulunduğuna dair me'haz göstermeye gerek yoktur. Hem hadîs cetvelinde, hem de âyetler cetveli mukaddemesinde bu hususun hem izahı, hem de me'hazleri verilmiştir. Burada sadece bir hatırlatmak kabilinden, İmam-ı Suyuti'nin El-Havî Lil-Fetavî 1/348 ve İmam-ı Ali'nin (R.A.) Nehc-ül Belâga - Tahkik-i Subbî Salih sh: 27'yi gösteriyoruz.
ı- Bu kitabda hadîs araştırması çalışmam şu metod dâhilinde olmuştur:
1- Herhangi bir mu'cem kitabına bağlı kalmadım. Nâdir olarak mu'cemlerden de istifade etmekle beraber hadîs kitablarının bir çoğunu bizzat okuyarak, aradığım hadîsleri buldukça kaydettim.
2- Çalışmanın esnasında meselâ Buharî'de bulduğum bir hadîsi, sair kütüb-ü sitte ve Müsned-i İmam-ı Ahmed gibi büyük hadîs kitablarında da bulunup bulunmadığı hususunda araştırma yapmadım. Bundan dolayı meselâ bir hadîsi İmam-ı Beyhakî'nin Delâil-ün Nübüvve eserinden nakletmişsem, aynı hadîs meselâ İbn-i Mace'de yoktur manasına gelmez.
3- Araştırmamın hedefi, Risale-i Nur'daki bir hadîsin evvelâ Buharî ve Müslim'de bulunup bulunmadığı.. eğer varsa, bulmuşsam kaydetmişim. Ondan sonra kütüb-ü sitte, Müsned-i İmam-ı Ahmed, Beyhakî'nin Şuab-ül İman ve daha benzeri makbul hadîs kitablarında aynı manada hadîslere rastlamışsam te'kiden kaydetmiştim.
4- Netice olarak: Bir hadîsin altında me'haz kitablardan verdiğim isimler hâricinde başka kitablarda, hattâ kütüb-ü sittenin bazı kitablarında da aynı hadîs bulunabilir.
i- Hadîs kitaplarının isimleri kitabın sonunda "Me'haz Eserler" listesinde müellif ismi ve tarihiyle yazılacağı için, hadîslerin me'hazi olarak bazan kitapların ismi çok kısaca, çoğu zaman da müellif ismi verilmeden yazılmıştır.
d- Risale-i Nur'da yer alan bazı hadîsler, Nurlar'ın bazan bir kaç yerinde ya lafzıyla, ya da manası ve meâliyle mükerrer olarak bulunabilmektedir. Böylesi hadîs-i şerifler, Nur'ların nerelerinde ve kaç kere tekrarlandığını yazmışız. Lâkin bunu tam lâyıkıyla tesbit edememiş olabiliriz. Şayet okuyucu, cetvelde bir hadîs kayıtlı bulunduğu halde, başka yerde de bulunabilen aynı hadîsin yer olarak sahife numarasını bulamazsa, onu kendisi cetvelde yazılı olanına me'hazi itibariyle tatbikini yapabilir.
f- Tesbit edip kaydedebildiğimiz kadarıyla, Nurlar'daki yekûn hadîs, haber ve eserler bin küsûrdur. Ortalama herbirisi için onar me'haz verilmiş ise, bu takdirde onbin defa hadîs kitaplarına bakılmış ve me'haz tesbiti yapılmış demektir. Buna rağmen yine de cetvelde verdiğimiz me'hazler nümuneler mesabesindedir. Eğer şahsen ve bizzat araştırıp da, kitabın cild ve sahife numarasını aynen gördükten sonra kaydederek değil de, hadîs mucemleri ve indeksli fihristli kitaplarından da faydalanıp yerler göstermiş olsaydık, daha bir çok me'hazler vermek mümkün olabilirdi. Yalnız şu vardır ki, me'haz için bir hadîsin yerini ararken; bizden evvel yazılmış ve o hadîsin başka bir kaç me'hazını vermiş bulunan kitaplardan da tek-tük istifade ettik. Bunlar me'haz hadîs kitapları cetvelinde isimleri bulunmayan ve fakat hadîsler cetvelinde isimleri yazılı kitaplardır. Şayet bunlarda yanlışlar düşse, bize ait olmaması lâzımdır.
Hadîs, haber ve eserden başka, cetvelde nâdir olarak bazı mühim zatların söz veya şiirleri de kaydedilmiş. Bunların da hadîsler cetveli sıra numaralarında yerler almıştır. Bunların yazılmasından ve me'hazleri verilmesinden gayemiz ise, ibretli sözler, ilginç şiirler ve hakikatlı manalar taşıdıkları ve mühim zatlardan geldiği ve bunlarla beraber Hz. Üstad'ın Nur Risalelerinde ehemmiyetle kaydettiği içindir. Meselâ, Geylanî Hazretlerinin gibi mühim sözler...
g- Kur'an Âyetleri cetvelinde olduğu gibi, hadîsler cetvelinde Risale-i Nur kitaplarının birincisi olan Sözler Mecmuasının başından başlayıp, tâ Barla Lâhikası, tâ Âsâr-ı Bediiye gibi eserleri belli bir sıraya göre tanzim edilmiştir. Meselâ Sözler'in başında bulunan bir hadîs-i şerif, Sözler'in kalan kısmı dâhil, daha Nur Risalelerinin nerelerinde varsa sahife numaraları verilmek suretiyle tesbiti yapılmış, Nurlar'daki mükerrerleri ayrı ayrı kaydedilmiştir.
ğ- Her bir hadîs, haber ve eserin altında bazan ona ve onbeşe yaklaşan me'hazleri verilmiş. O me'hazlerde, değişik lafızlarda bulunabilen o hadîs, haber ve eserin ayrı ayrı zabıt suretlerini değil, içlerinden sadece bir me'hazin zabıt şekli kaydedilmiştir. Bu meâller bazan o hadîsin mânasının hülâsasıdır. İzaha, yoruma girmemişiz. Zira bu kitabın hazırlanmış durumu, ona imkân vermemektedir.
h- Risale-i Nur'lardaki hadîsler, bazan bil-mâna veya iktibas tarzında olduğu için, me'hazlerdeki hadîslerin zabıt suretlerine tıpa-tıp lafızları uymayabilir. Hadîs-i şeriflerin gerek bil-mâna ile, gerekse iktibas tarzıyla alınması caiz ve müstahsen olduğu hakkında icma'ın bulunduğuna dair me'haz göstermeye gerek yoktur. Hem hadîs cetvelinde, hem de âyetler cetveli mukaddemesinde bu hususun hem izahı, hem de me'hazleri verilmiştir. Burada sadece bir hatırlatmak kabilinden, İmam-ı Suyuti'nin El-Havî Lil-Fetavî 1/348 ve İmam-ı Ali'nin (R.A.) Nehc-ül Belâga - Tahkik-i Subbî Salih sh: 27'yi gösteriyoruz.
ı- Bu kitabda hadîs araştırması çalışmam şu metod dâhilinde olmuştur:
1- Herhangi bir mu'cem kitabına bağlı kalmadım. Nâdir olarak mu'cemlerden de istifade etmekle beraber hadîs kitablarının bir çoğunu bizzat okuyarak, aradığım hadîsleri buldukça kaydettim.
2- Çalışmanın esnasında meselâ Buharî'de bulduğum bir hadîsi, sair kütüb-ü sitte ve Müsned-i İmam-ı Ahmed gibi büyük hadîs kitablarında da bulunup bulunmadığı hususunda araştırma yapmadım. Bundan dolayı meselâ bir hadîsi İmam-ı Beyhakî'nin Delâil-ün Nübüvve eserinden nakletmişsem, aynı hadîs meselâ İbn-i Mace'de yoktur manasına gelmez.
3- Araştırmamın hedefi, Risale-i Nur'daki bir hadîsin evvelâ Buharî ve Müslim'de bulunup bulunmadığı.. eğer varsa, bulmuşsam kaydetmişim. Ondan sonra kütüb-ü sitte, Müsned-i İmam-ı Ahmed, Beyhakî'nin Şuab-ül İman ve daha benzeri makbul hadîs kitablarında aynı manada hadîslere rastlamışsam te'kiden kaydetmiştim.
4- Netice olarak: Bir hadîsin altında me'haz kitablardan verdiğim isimler hâricinde başka kitablarda, hattâ kütüb-ü sittenin bazı kitablarında da aynı hadîs bulunabilir.
i- Hadîs kitaplarının isimleri kitabın sonunda "Me'haz Eserler" listesinde müellif ismi ve tarihiyle yazılacağı için, hadîslerin me'hazi olarak bazan kitapların ismi çok kısaca, çoğu zaman da müellif ismi verilmeden yazılmıştır.
Ses Yok