Sikke-i Tasdik-i Gaybi | Birinci Şua,Sekizinci Şua,Sekizinci Lema | 53
(1-68)
        Bir zerrecik olsun bulayım der de ararken
        Düştüm yine derya gibi bir nura bugün ben
        Verdim ona ben gönlümü baştan başa artık
        Maşukum odur şimdi benim, ben ona âşık
        Ol nur-u ezel hem kararan kalblere lâyık
        Ol nurdan alır feyzini hem cümle halâyık
        Kahreyledi ol zulmeti Risale-i Nur’a akanlar
        Nur kahrına uğrar, ona hasmane bakanlar
        Küfrün bütün alayı hücum etse de ey nur
        Etmez seni dûr, kendi olur belki de makhur
        Sensin yine hazır, yine sensin bize nâzır
        Ey nur-u Rahîm, ey ebedî bir cilve-i kudret-i Fâtır
        Bir neş’e duyurdun imanla sırr-ı ezelden
        Bir müjde getirdin bize ol namlı güzelden
        Madem ki içirdin bize ol âb-ı hayattan
        Bir zerre kadar kalmadı havf şimdi memattan
        Hasret yaşadık nuruna yıllarca bütün biz
        Masum ve alîl, türlü bela çekti sebebsiz
        Yıllarca akan, kan dolu gözyaşları dinsin
        Zalim yere batsın, o zulüm bir yere sinsin
        Yıllarca, asırlarca bu nurun yine yansın
        Öksüz ve yetim, dul ve alîl hepsi de kansın
        Ey nur gülü, nur çehreni öpsem dudağından
        Kalb bahçesinin kalbine diksem budağından
        Her dem kokarak hem o güzel rayihasından
        Çıksam yine ben âlem-i fâni tasasından
        Nur güllerin açsın, yine miskler gibi tütsün
        Sinemde bu can bülbülü tevhid ile ötsün
        Sensin bize bir neş’e veren ol gül-ü hâlis
        Sensin bize hem cümleden a’lâ, dahi muhlis
        Ey Nur-u Risalet’ten gelen bir bürhan-ı Kur’an
        Ey sırr-ı Furkan’dan çıkan hüccet-i iman
        Sendin bize matlub, yine sendin bize mev’ud
        Sayende bugün herkes olur zinde ve mes’ud
        Her an seni bekler ve sayıklardı bu dünya
        Hak kendini gösterdi, bugün bitti o rü’ya
        Bin üçyüz senedir toprağa dönmüş nice milyar
        Mü’min ve muvahhid seni gözlerdi hep ey yâr
        Her hepsi de senden yana söylerdi kelâmı
        Her hepsi de her an sana eylerdi selâmı
        Nur çehreni açsan, atarak perdeyi yüzden
        Söyler bana ruhum yine مَا ازْدَدْتُ يَقِينًا
        Vallah, ezelden bunu ben eyledim ezber
        Risale-in Nur’dur vallah o son müceddid-i ekber
        Yüzlerce sened, hem nice yüzlerce işaret
        Eyler bu mukaddes koca davaya şehadet
        En başta gelen şahid-i adl Hazret-i Kur’an
        Göstermiş ayânen otuzüç yerde o bürhan
        يَا مُدْرِكًا nin kalbine gömmüş Esedullah
        Çok sır ki, bilenler oluyor hep sana âgâh
        كُنْ قَادِرِىَّ الْوَقْتِ demiş ol pîr-i muazzam
        Binlerce veli hem yine yapmış buna bin zam
        Mu’cizdir o söz, haktır o öz, görmedi her göz
        Artık bu muammaları gel sen bize bir çöz
        Altıncı Söz’ün aldı bütün fiil ü sıfâtı
        Verdim de arındım ona hem zât u hayatı
        Müflis ve fakir bekliyorum şimdi kapında
        Tevhide eriştir beni, gel varını sun da
        Ben ben diye, yazdımsa da sensin yine ol ben
        Hiçten ne çıkar, hem bana benlik yine senden
        Afvet beni ey afvı büyük, lütfu büyük Risale-in Nur
        Bir dem bile hem eyleme senden beni ya Rabbena mehcur
        Nur aşkına, Hak aşkına, dost aşkına ey nur
        Nurunla ve sırrınla bugün kıl bizi mesrur
        Ey Nur-u Ezel’den gelen Nur-u Muhammed (A.S.M.)
        Ey sırr-ı imandan gelen nur-u müebbed
        Binlerce yetimin duyulan âhını bir kes
        Sarsar o büyük arşı da vallah bu çıkan ses
        Vallah cemilsin, yeter artık bu celalin
        Göster bize ey Nur-u Muhammed, bir kerre cemalin
        Dergâhını aç, et bize ihsan, yine ey nur-u Risalet
        Biz dertli kuluz, kıl bize derman, yine ey nur-u hakikat
        Emmare olan nefsimizin emrine uyduk
        Ver bizlere sen nur ile îkan, yine ey Nur-u Kur’an
        Hırs ateşi sönsün de gönül gülşene dönsün
        Saç nurunu, hem feyzini her an, yine ey nur-u iman
        Sen nur-u Bedî’, Nur-u Rahîm’sin bize lütfet
        Hep isteğimiz aşk ile iman, yine ey Nur-u İlahî
        Dinin çekilip, dev gibi saldırmada vahşet
        Rahmet, bizi garketmeye tufan, yine ey Nur-u Rahmanî
        Pürnura boyansın bütün âfâkı cihanın
        Her yerde okunsun da bu Kur’an, yine ey Nur-u Sübhanî
        Mahbubuna uyduk, hepimiz ümmeti olduk
        Ağlatma yeter, et bizi handan, yine Ey Nur-u Rabbanî
        Ol Ravza-i Pâk-i Ahmed’i (A.S.M.) göster bize bir dem
        Artık olalım hep ona kurban, yine Ey Nur-u Samedanî
        İslâm’a zafer ver, bizi kurtar, bizi güldür
        A’damızı et hâk ile yeksan, yine ey Nur-u Furkanî
        Her belde-i İslâm ile, olsun bu yeşil yurd
        Tâ haşre kadar cennet-i canan, yine ey Nur-u imanî
        Ol Fahr-i Cihan, Âl-i Abâ hakkı için hem ya Rab
        Hıfzet bizi âfât u beladan ya Nur-el Envâr bihakkı ismike-n Nur!

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّهِ وَ بَرَكَاتُهُ
وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ
        Mübarek Üstadım Efendim!
        O büyük ve güzel has nurunun bu fakir ve bîçâre talebenize bu vâdide ve bu şekilde olan ihsan ve ikramatını aynen huzur-u irfanınıza sunuyor ve bu vesile ile mübarek ellerinizi ve dâmen-i pâkinizi bir daha öpmek şerefiyle müşerref oluyorum, kabûl buyurulmasını Hazretinizden istirham ederim efendim.
Âciz ve bîçare talebeniz
Hasan Feyzi
رَحِمَهُ اللّهُ بِعَدَدِ حُرُوفِ رَسَائِلِ الْمَكْتُوبَةِ و الْمَقْرُوئَةِ آمِينَ
* * *
Dinle
-