Sikke-i Tasdik-i Gaybi | Birinci Şua,Sekizinci Şua,Sekizinci Lema | 51
(1-68)
        [Risale-i Nur’un has şakirdlerinden ve ehemmiyetli eski muallimlerden ve îmanı kuvvetli olan büyük muallimleri temsil eden Hasan Feyzi’nin Sikke-i Tasdik-i Gaybî’den aldığı bir ilhamla Risale-i Nur hakkında ve o nurun menbaı ve esası olan Nur-u Muhammedî (A.S.M.) ve hakikat-ı Kur’an ve sırr-ı iman tarifinde bu kasideyi yazmış.]
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
يُرِيدُونَ لِيُطْفِؤُا نُورَ اللّهِ بِاَفْوَاهِهِمْ وَاللّهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ
        Ahmed yaratılmış o büyük Nur-u Ehad’den
        Her zerrede nurdur, o ezelden hem ebedden
        Bir nur ki odur hem yüce hem lâ-yetenahî
        Ol Fahr-i Cihan Hazret-i Mahbub-u İlahî
        Parlattı cihanı bu güzel Nur-u Muhammed (A.S.M.)
        Halkolmasa, olmaz idi bir zerre ve bir ferd
        Ol nuru ânın, her yeri her zerreyi sarmış
        Baştan başa her dem bu kesif zulmeti yarmış
        Bir nur ki odur sade ve hem lâ-yetezelzel
        Âri ve berî cümleden üstün ve mükemmel
        Bir nur ki bütün zerrede o nümayan
        Bir nur ki verir kalblere hem aşk ile iman
        Bir nur ki eğer olmasa ol nur hele bir an
        Baştan başa zulmette kalır hem de bu ekvan
        Bir nur ki değil öyle muhat, hem dahi mahsur
        Bir nur ki eder kalbi de pürnur, çeşmi de pürnur
        Bir lem’adır andan, şu büyük şems ve kamerler
        Hep işte o nurdan bu acaib koca âlem
        Halk oldu o nurdan yine Cennet’le Cehennem
        Şekk yok ki o nurdur okunan Hazret-i Kur’an
        Ol nur-u ezel hem sebeb-i hilkat-ı insan
        Her şeye odur mebde’ ve asıl ve esas hem
        Ondan görünür nev’-i beşer böyle mükerrem
        Bir zerre değil, bahr-i muhit o bahr-i münirden
        Hem nasıl beşer hiç kalıyor hepsi de birden
        Şekk yok ki cihan, katre-i nurundan o nurun
        Şekk yok ki bu can, zerre-i nurundan o nurun
        Sönsün diye üflense, o derya gibi kaynar
        Söndürmeğe hem kimde aceb zerre mecal var
        Söndürmeğe kalkmıştı asırlar dolu küffar
        Kahreyledi her hepsini ol Hazret-i Kahhar
        Hep sönmüş asırlar, yanıyor sönmeden ol
        Tarihe sorun, kimdir o nur, hem kim imiş menfur
        Alnında yanan Nur-u Muhammed’di Halil’in
        Yetmezdi gücü, bakmağa her çeşm-i alîlin
        Görseydi Resul’ün o güzel nurunu, Nemrud
        Yakmazdı o dem, nârını ol kâfir-i matrud
        Bir sivrisinek öldürüyor o şah-ı cihanı (!)
        Atmıştı Halil’i ateşe çünki o câni
        Bir perde açıp söyledi Hak gizli kelâmdan
        Ol ateşe bahseyledi hem berd ü selâmdan
        “Dostum ve Resulüm yüce İbrahim’i ey nâr
        At âdetini, yakma bugün, sen onu zinhar!”
        Bir gizli hitab geldi de ol dem yine Hak’tan
        Bir abd-i mükerrem dahi kurtuldu bıçaktan
        Ol nurdan için Yunus’u hıfzeyledi ol hut
        Ol nur ile kahreyledi hem kavmini ol Lut
        Ol hüsn-ü cemal, eyledi âlemleri hayran
        Nerden onu bulmuş, acaba Yusuf-u Ken’an
        Hikmet nedir, ol derdlere sabreyledi Eyyub
        Hem sırrı nedir, Yusuf için ağladı Ya’kub
        Öldükçe dirildikçe neden duymadı bir his
        Ol namlı nebi, şanlı şehid Hazret-i Cercis
        Hasretle neden ağladılar Âdem ve Havva
        Kimdendi bu yıllarca süren koskoca dava
        Hem âh, neden terkedilip Ravza-i Cennet
        Bir dâr-ı karar oldu neden âlem-i mihnet
        Nur şehri olan Tur’da o dem Hazret-i Musa
        Esrar-ı kelâm hep çözülüp buldu tecella
        Bir parça Zebur’dan okusa Hazret-i Davud
        Başlardı hemen sanki büyük mahşer-i mev’ud
        Bilmem ki neden, yel ve sular hep onu dinler
        Bilmem ki neden, hep işiten âh! diye inler
        Mahluku bütün kendine râmetti Süleyman
        Nerdendi bu kuvvet, ona kimdendi bu ferman
        Yellerle uçan şanlı büyük taht-ı mukaddes
        Esrar-ı ezelden o da duymuş yine bir ses
Dinle
-